Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 21 Aralık 2016 tarihinde almış oldukları karar doğrultusunda bugünü “18 Haziran Sürdürülebilir Gastronomi Günü” ilan etmişti. Bu yıl 4. kez tüm dünya tarafından kutlanacak olan tarih, dünyanın dikkatini sürdürülebilir gastronominin oynayabileceği roller üzerine çekmeye devam ediyor.
Sürdürülebilir Gastronomi Günü, “tarımsal kalkınma, gıda güvenliği, beslenme, sürdürülebilir besin üretimi ve biyolojik çeşitliliğin korunması” gibi alanlar aracılığıyla Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşılmasında yardımcı bir rol almayı amaç ediniyor.
Gıdaların Kökenini Etiketleme
Menşe yerleri etiketlenmiş gıda ürünleri, ekonomik ve sosyal açılardan üreticilere fayda sağlıyor. Ayrıca dünya çapında oldukça büyük miktarlarda bir ticaret değeri ile de sürdürülebilir kalkınmayı teşvik ediyor. Bunların arasında ise coğrafi kökenlerinden kaynaklanan spesifik özelliklere ve niteliklere sahip ürünler bulunuyor.
Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından yürütülen Sürdürülebilir Gıda Sistemlerinin Güçlendirilmesi çalışması, şimdilik 9 farklı gıda üzerinde araştırmalar gerçekleştiriyor:
- Kahve (Kolombiya)
- Darjeeling Çayı (Hindistan)
- Futog Lahanası (Sırbistan)
- Kona Kahvesi (Amerika Birleşik Devletleri)
- Manchego Peyniri (İspanya)
- Penja Biberi (Kamerun)
- Taliouine Safranı (Fas)
- Tête de Moine Peyniri (İsviçre)
- Vale dos Vinhedos Şarabı (Brezilya)
Elde edilen sonuçlar gerçekten de ekonomik ve sosyal faydaları gözler önüne seriyor. Üreticiler ile işlemciler sürecin merkezinde birlikte yer aldıklarında, gıda sistemlerinin daha kapsayıcı ve daha verimli bir hale getirilmesine yardımcı oluyorlar. Bu tür etiketlerin oluşturulması, ürünlerin orjinalliğinin korunmasının yanı sıra genellikle kayıt ve belgelendirme süreçleriyle yakından ilgilenen kamu sektörünün özel sektör ile olan bağlantılarını da artırıyor.