EAT-Lancet Gıda, Gezegen ve Sağlık Komisyonu, sağlıklı ve sürdürülebilir bir diyet konusunda bilimsel fikir birliğine ulaşmak için 16 farklı ülkeden çeşitli bilim dallarında önde gelen 37 bilim insanını bir araya getirdi. Komisyon, sürdürülebilir gıda sisteminde sağlıklı bir diyeti nelerin oluşturduğunu ve hangi eylemlerin gıda sistemi dönüşümünü desteklediğine dair ilk bilimsel incelemeyi sunuyor.
Komisyonun ana amacı sağlıklı beslenme ve sürdürülebilir gıda üretimi için hedefler belirleyerek bilimsel bir uzlaşmaya varmak. Komisyonun bulguları ise 2050 yılına kadar 10 milyar insanın beslenmesini sağlayacak sağlıklı bir diyet ve sürdürülebilir gıda üretimi için bu hedefleri içeriyor. Diyet oldukça esnek ve kişilerin gereksinimlerine, tercihlerine, kültürel geleneklerine uyum sağlayabiliyor. Vejetaryen ve vegan diyetler de “gezegenin diyeti” içerisindeki iki sağlıklı seçenek ancak tabii ki bunlar da kişisel seçimlere dayanıyor.
Gezegen diyetine göre yetişkinler için tabağın yarısını meyve, sebze ve kuruyemişler sembolik olarak temsil ediyor. Diğer yarısı ise temel olarak tam tahıllardan, bitki proteinlerinden (fasulye, mercimek, bakliyat), doymamış bitkisel yağlardan, mütevazı miktarlarda et ve süt ürünlerinden hatta bazı şekerli ve nişastalı sebzelerden oluşuyor. Kısacası kırmızı et ve şeker gibi gıdaların tüketiminin yaklaşık olarak %50 oranında azaltılması ve kabuklu yemiş, meyve, sebze ve bakliyat tüketiminin iki kat artırılması gerektiriyor.
Günümüzde besinler, hem kötü sağlık problemlerine hem de ciddi çevresel bozulmalara neden olarak insanlığın en büyük sorunları arasında yer alıyor. Gıda endüstrisi küresel seragazı emisyonlarının %25’inden; et endüstrisi ise %15’inden sorumlu. En büyük üç et üreticisinin seragazı emisyon miktarı BP ve Shell gibi büyük petrol şirketleriyle neredeyse eşit oranda. Ancak olay sadece seragazı emisyon oranlarıyla da sınırlı değil. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, mevcut et ve süt ürünleri talebini karşılamak amacıyla et endüstrisi tarımsal arazilerinin %80’ini hayvansal yem üretimi için kullanılıyor. Tarım sektörü ise tatlı su kaynaklarının %92’sini kullanıyor. Bir kilogram sebze için 322 litre su harcanırken, aynı miktarda et üretimi için 8.000 ila 15.000 litre arası su tüketiliyor. Halk sağlığı üzerinde inanılmaz baskılara neden olan bu bozukluklar, doğal kaynaklarımız ve çevre üzerinde ciddi sonuçlar doğuruyor. Küresel gıda sistemi, doğaya geri dönüşü olmayan bir şekilde zarar vermeden 2050 yılına kadar yaklaşık 10 milyara çıkması öngörülen dünya nüfusunun beslenme taleplerini karşılayamayacak.
Gezegen diyeti bunu değiştirmek için insan sağlığını optimize edecek sağlıklı ve bilimsel hedefler ortaya koyuyor. Diyetin yönlendirici ilkelerinin benimsenmesi, küresel anlamda sürekli olarak artan aşırı beslenme, yetersiz beslenme ve diyetlerin sebebiyet verdiği bulaşıcı olmayan hastalıklarda bir azalmaya neden olabilir. Gezegen diyetinin küresel olarak uygulanması, yılda yaklaşık 11 milyon vakitsiz yetişkin ölümünü azaltabilir ve yıllık ölüm oranlarında %19 ila 23 oranında bir azalmaya neden olabilir.
Rapor bunlara ek olarak, gezegen sınırları içerisinde gıda üretimi için güvenli bir çalışma alanı tanımlayan sürdürülebilir gıda sistemlerinin çevresel sınırlarını da belirliyor. Hedefler; iklim değişikliği, tatlı su kullanımı, azot ve fosfor ile suyun kirlenmesi, biyolojik çeşitlilik kaybı gibi gıdalardan en çok etkilenen çevresel süreçlerin önemini vurguluyor.