Tarımdaki teknoloji devrimi, verimi artıracak ve israfı azaltacak!
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, açlık ve yetersiz beslenme dünya genelinde tahmini olarak 821 milyon insanı etkiliyor. Buna rağmen, her yıl yaklaşık değeri 1.2 trilyon dolar olan “1.6 milyon ton yiyecek” çöpe gidiyor. Bu, küresel gıda üretiminin neredeyse üçte birini temsil ediyor. Peki açık bir şekilde ortada olan bu tutarsızlığın sebebi ne? Verimsiz ya da modası geçmiş teknikleri kullanan üreticiler en büyük sorumlular arasında yer almaktadır. Boston Danışmanlık Grubu’nun belirttiği gibi; üretim aşamasında 500 milyon ton yiyecek çöpe giderken tüketiciler tarafından yapılan israf sadece 340 milyon ton olarak kayıtlara geçiyor.
İklim değişikliğinin verimi düşüreceğine dair kesin işaretler bulunurken, üreticiler verimde ciddi dalgalanmalar yaşıyor. Bunun yanı sıra 2050 yılına kadar küresel nüfusun 9.7 milyara yükselmesi bekleniyor, bu da gelecek besin krizini net bir şekilde ortaya koyuyor. Tarımsal teknolojiler daha sürdürülebilir bir gelecek için farklı yollar sunuyor; yapay zeka, veri analitiği ve hatta drone’lar gibi çiftçiliğin geleceğini yeniden şekillendirecek birçok çözüm bulunuyor.
Hassas Tarım
Birçok düşüncede tarım, hâlâ kavramsal olarak daha önceki bir kırsal yaşam tarzı ile bağlantılıdır. Ancak Google gibi şirketler, çiftçilerin verimi artırmalarına ve yapay zeka yoluyla üretimi optimize etmelerine yardımcı olmak için destek sağladığında yeni bir tarım türünün kök saldığı açıkça görülmektedir. 1990’lı yıllarda doğan hassas tarım tekniği, verilere daha fazla doğruluk kazandırarak ve atık gıdaları kontrol altına alarak verimi artırmaktadır. Mahsul üretimini kontrol altına alan gelişmiş teknolojileri güçlendirme amacı taşımaktadır. Örneğin, Coğrafi Bilgi Sistemi (GIS) yazılımı sayesinde çiftçiler; mahsullerin cansız alanlarını kırmızı ile ve sağlıklı alanları yeşil ile gösterdiği ısı haritaları kullanabilirler. Kırmızı alanlar daha fazla gübre veya böcek ilacı gerektireceğinden, çiftçiler bu tarz takviyelerini yüksek verim alamayacağı alanlara harcamaktan kaçınabilirler.
Hassas tarım, tahmin edebileceğiniz gibi 1990’dan bu yana katlanarak büyüme göstermiştir. Drone’lardan tutun otonom traktörlere kadar her tür ileri teknolojiyi kullanan yüzlerce hassas tarım şirketleri kuruldu. Bu girişimler, mükemmelliğe yakın bir doğrulukta ürünleri verimli kılmada çiftçilere olanak tanıyor. Nesnelerin interneti aracılığıyla kullanılan sensörler (ışık, nem, sıcaklık, toprak nemi gibi ölçümlerde) ve yapay zeka platformları gibi hassas teknolojilerin kullanılması, tarım endüstrisinin iklim değişikliği yanında yükselen küresel nüfusun ihtiyaçlarını karşılanmasında birçok sorunla başa çıkmasına hatta acil sorunların üstesinden gelmesine yardımcı olacaktır.
Havadan Görüntüleme
Hassas tarım pazarı genişledikçe (tahminlere göre 2022 yılında 6,43 milyar dolara çıkacağını tahmin ediyor) drone çözümlerine yönelik talepler de artmaya başladı. Drone’ların, tarımı daha verimli ve uygun maliyetli hale getirme konusunda büyük bir rol oynamaları hiç şaşırtıcı değil. Toprak ve tarla analizleri için son derece ayrıntılı 3 boyutlu haritalar sunan drone’lar, sulama ve mahsul yönetimi hakkında daha iyi kararlar alınmasına olanak sağlayacaklar. Tarım uçakları, mahsulleri izlemek ve sağlıklarını değerlendirmekten çok daha fazlasını da yapabilirler; drone tabanlı dikim sistemleri, dikkat çekici hassasiyetleri nedeniyle dikim maliyetlerini yüzde 85 azaltabilir. GPS ile yönlendirilen drone’lar, mahsullere eşsiz bir hassasiyetle ilaç püskürtülebilir. Bu sayede böcek ilacı kullanımı da yüzde 30’a kadar azaltılabilir.
Tarım üzerine odaklanan yeni bir e-ticaret türü de çiftçilerin yaşadığı aksaklıkları değiştirerek çevrimiçi ortamda toplu satın alımları kolaylaştıracak. Ayrıca, perakendeciler ve çiftçiler arasındaki lojistik zincirine daha fazla verimlilik getirecek. Çiftçiliğin insan etkileşimi konusundaki geleneksel yönelimi göz önüne alındığında, dijitalleşme karşısında çağımız bazı zorluklarla karşı karşıya kalacaktır. Çiftçiler uzun süredir devam eden endüstri uzmanlığına sahip tedarikçilerden ürün satın almak istediklerinde güven önemli bir etken olacaktır. Bu nedenle, geleneksel tarım perakendecileri, e-ticaret alanına girmekten büyük bir kazanım elde ederken endüstrideki derin kökleri sayesinde çiftçiliğin dijital dönüşümüne öncülük edebilirler. Ancak bu zorluklar, hem tarımın hem de gezegenin yararı için teknolojiden faydalanılmaz ise ortaya çıkacak kötü sonuçlara kıyasla sönük kalıyor. Çiftçilik ve ileri teknoloji, olası bir birliktelik gibi görünmeyebilir. Yine de daha iyi ürün, daha düşük sarfiyat ve daha fazla çevresel sürdürülebilirlik ile hassas tarım kendini kanıtlayacaktır.