2016 yılı 137 yıllık modern meteoroloji gözlemleriyle değerlendirildiğinde küresel olarak en yüksek sıcaklıkların ölçüldüğü bir yıldı. Kutuplardaki buzulların erimesi, deniz suyu sıcaklıklarında büyük bir etki yaratarak tüm dünya ülkelerin iklimlerinde değişimlere sebep oldu. 2016 yılı ortalama sıcaklığı meteorologlar tarafından Türkiye için değerlendirildiğinde sıcaklıkların mevsim normallerinin altında seyrettiği belirtildi.
Ortalama sıcaklıklar 2017 yılında Türkiye’de mevsim normallerinin hayli üzerindeydi. Anlık olarak ortaya çıkan ve bu zamana kadar nadir olarak gözlenen yağış ve fırtına hadiseleri gündemi hayli meşgul etmeye başladı. Bu doğa olaylarının belki de en dikkat çekeni 27 Temmuz 2017 tarihinde İstanbul’da bir anda etkili olan dolu yağışıydı. Kentte hayatı durma noktasına getiren bu yağış, hava, deniz ve kara trafiğini durma noktasına getirdi. Devrilen ağaçlar, kısa süreli elektrik kesintileri, ev ve araçlarda meydana gelen hasarlar medyanın gündemine oturdu. Yağışın hemen ardından meteorologlar tarafından yapılan açıklamalarda bu yağış, ‘süper hücre fırtına’ olarak adlandırıldı ve bu durumun küresel iklim değişikliği ile ilgili bir durum olduğu belirtildi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen’e göre 2016 yılından bu yana iklim değişikliğinin belirtileri artık gözle görülür bir hal aldı ve insanların günlük hayatlarını etkilemeye başladı. Şen’e göre bunun en temel örnekleri arasında dolu yağışı ve aşırı sıcaklıklar bulunuyor.
Dün geceyarısı İstanbul’u etkisi altına alan şiddetli gök gürültülü fırtına ve kısa süreli dolu yağışı kent sakinleri için artık alışılmış bir durumdu. Geçtiğimiz günden bu yana İstanbul’un farklı bölgelerinde yaşanan şiddetli lokal yağışlar İstanbullular için sıradan hadiseler olarak görülse de bu durum küresel iklim değişikliğinin önemli göstergeleri olarak meydana geldi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamaya göre küresel iklim değişikliğinden her dört kişiden birinin etkilendiğine vurgu yapıldı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Meteoroloji Mühendisi Adil Tek’e göre havadaki gazların moleküler hızlarının artması sonucunda meydana gelen hava sıcaklıklarındaki artış fırtınalara, yağış rejiminde değişimlere ve sıcak hava dalgaları gibi ekstrem iklim olaylarının yaşanmasına neden olmaktadır. Kandilli Rasathanesi’ne göreİstanbul’da son yüz yıllık dönemde hava sıcaklıkları 1 derece artış gösterdi ve bu durum İstanbul’un ikliminde ani değişimleri, şiddetli yağış ve fırtıları beraberinde getirdi.
Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nden 13. Hedef olan İklim Eylemi küresel olarak sera gazı emisyonlarının 1990 yılıyla kıyaslandığında %50 arttığına işaret etmektedir. Bu durum tüm dünyayı yakından etkilemekte ve acil olarak iklim değişikliğine yönelik önlemlerin bireyler, sivil toplum örgütleri, şirketler ve hükümetler tarafından sürdürülebilir bir şekilde alınması gerekmektedir.