Harvard Üniversitesi’nden bilim insanları, iklim değişikliğinin önüne geçmek için jeomühendislik alanında bugüne kadar yapılan en büyük araştırma programını başlatmaya hazırlanıyor. Bu yeni güneş jeomühendislik teknolojisinin küresel ısınmayı hızlı bir şekilde azaltabilecek bir potansiyel olarak görülüyor.
Bilim insanları, bu teknolojinin küresel ısınmaya karşı potansiyel bir düzeltme olarak etkilerini incelemek amacıyla şimdiye kadar yapılan en büyük güneş jeomühendisliği programı olduğunu belirtiyor. Birkaç hafta içinde başlanacak olan proje kapsamında yaklaşık 20 kilometre sülfatlı aerosol enjeksiyonlarını dünyanın stratosferine gönderilecek.
Yapılacak jeomühendislik testler, serbest bırakılan yansıtıcı parçacıkların güneş ışığını dünyadan uzaklaştırdığı ve ortalama küresel sıcaklıkları düşürdüğü bir volkanik patlamayı taklit edip etmeyeceğini ortaya koymayı amaçlıyor.
Bu teknolojinin savunucuları, testler başarılı olursa güneş jeomühendisliğinin, küresel ısınmanın etkileri ile savaşmaya, atmosferi soğutmaya ve endüstriyel öncesi sıcaklıklara dönmeye yardımcı olabileceğini belirtiyor.
Bilim insanları bu teknolojiyi, emisyonları azaltmaktan çok devam eden çabaların tamamlayıcısı olarak görüyorlar. Diğer yandan bazı bilim insanları, güneş jeomühendisliğinin iklim değişikliğine karşı daha tetikleyici bir tutuma ve önemli dezavantajlara sahip olabileceğini belirtiyor. Böyle bir durum yaşanırsa hızlı bir düzeltmeyi finanse etmek için fonları güneş enerjisi veya rüzgar enerjisi gibi kanıtlanmış azaltma teknolojilerinden yönlendirme riskine yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Aslında, bu teknolojiyle gezegenin sıcaklığını düşürmek nispeten ucuz olacak ve yılda 10 milyar doların altına mal olacak, ancak dünyada her ülke bu termostatına eriştiğinde yönetişim ve etik alanında sorunların ortaya çıkabileceği belirtiliyor.
Güneş jeomühendisliği, sera gazlarını atmosferden indirgemeden veya çıkarmadan sadece güneş ışığını yansıtmayı amaçlayan iklim değişikliğinin temel nedenlerini ele almaz. Ve tabii okyanus asitlenmesi gibi karbon emisyonlarıyla ilgili diğer sorunları durdurmaz.
Dahası, bilim insanları, öngörülemeyen felaket etkileri konusunda uyarıyorlar. Birleşmiş Milletler’in İklim Değişikliği Hükümetler Arası Paneli’nde Kevin Trenberth, “Bu şeyler istikrarı bozuyor ve savaşlara neden olabilir” dedi. Ayrıca, gelen güneş radyasyonunun kesilmesiyle hava ve hidrolojik döngüyü etkileyerek daha fazla kuraklığa neden olabileceğini belirtti.
Projeyi yürüten araştırmacılar, bu teknolojinin etkileri üzerine halen mevcut olan kanıt eksikliği nedeniyle riskleri kabul ediyor, ancak iklim değişikliğinin dünyaya etkisinin daha kötü olabileceğini düşünüldüğünde bu araştırmanın desteklenmesi gerektiğini savunuyor.