Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yılda iki kez hazırladığı Mali Gözetim Raporu Nisan 2017 sayısı yayımlandı.
IMF raporunda, Amerika Birleşik Devletleri’nde hayata geçirilmesi beklenen vergi reformunun olumlu sonuçlanmamasının yanı sıra Avrupa’daki seçimlerin ve Çin’deki ekonomik politikalara yönelik belirsizliklerin devam etmesinin finansal istikrara zarar verebileceği belirtildi.
Global ekonomide yaşanan düşüş ardından, verimli teknolojik ve ekonomik değişimler için gelecek dönemde sürdürülebilir mali büyümenin geçmiş dönemlere oranla daha büyük rol üstleneceğini vurguladı. Raporda, ticaretin gümrük vergileri gibi koruyucu bariyerlerden arındırılmış olmasının sağlıklı bir dünya ekonomisi için hayati önem taşıdığı ifade edildi.
Öte yandan, dünya ekonomisinin içinde bulunduğu belirsiz koşulların kamu alanında zorluklara neden olduğunu bu yüzden mali politikaların özellikle böyle dönemlerde daha iyisini yapması gerektiğinin önemi vurgulandı.
Tabloda bazı ülkelerin global verilerin büyüme oranları yer alıyor.
Gelişmiş ülkelerin mali yapılarının, 2016 yılında daha iyi olmasına rağmen 2017 yılı için daha fazla düşüş beklendiği belirtildi.
Petrol ihracatçılarının da harcamalarını, gelirler seviyeleriyle aynı orana getirmek için ödemelerin vadesini uzatmak için bazı düzenlemeler getirmeye çalıştıkları belirtiliyor. Petrol ihracatçılarının mali açıklarının 2016-2018 yılı döneminde yaklaşık 150 milyar dolar düşmesi bekleniyor.
Yakın zamandaki büyümeye rağmen, bir çok ekonomist, %7’ye yaklaşan bir hızın sürdürülebilir olmadığına inandıklarını söylüyor.
Raporda, ayrıca mali politikaların bir ülkenin ekonomik durumunu etkileyen, birbiriyle etkileşerek oluşturan öğelerin, büyüme dostu ve kapsayıcı olması gerektiği ifade edildi. IMF, üye ülkelere özellikle vergi sistemini verimliliği destekleyecek şekilde iyileştirmeler yapılması gerektiği konusunda tavsiyelerde bulundu. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde korumacılığa kayılması, küresel büyüme ve ticareti yavaşlatabilir, sermaye akışlarına ket vurabilir ve piyasadaki güveni kötüleştirebileceği belirtildi.
Eğer, ülkeler daha güçlü bir büyüme gerçekleştirmek ve daha iyi finansal şartlar sürdürmek istiyorsa doğru politikaları uygulamaları gerektiği vurgulandı. Bu politikaların ekonomik risk alımının güçlendirilmesini de kapsadığı belirtildi.
Sonuç olarak, gelişmiş ülkelerin kamu alanındaki borçlarının zamanla gayri safi yurtiçi hasılalarının (GSYH) %100’ün üstünde olacağına işaret edildi. Bu nedenle IMF, giderek yükselen piyasalar karşısında gelişen ülkelerdeki mali iyileşmelerin emtia (alım-satım) piyasalarının gelişmesiyle karşılanabileceğinin altını çizdi. Ekonomistler, bu artışın ardında yatan ana etmenin özel sektör ve kamu yatırımlarında iyileşmenin gerçekleşmesiyle mümkün olduğunu söylüyor.
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.