John Cary’nin Design For Good kitabına göre “sosyal etki”, tasarım hareketlerinin geleceğini göz önünde bulunduran yapılardır.
100 farklı insana ve tasarımcıya ‘tasarım nedir?’ diye sorarsanız yaklaşık olarak 100 farklı cevap alırsınız. Olumlu yönde yorumladığımızda bu durum, hayatımıza olası şekilde dokunan tasarımcıların sayısının artmış olduğunu bize gösteriyor.
İnşa edilen yapıların ötesinde, gün içerisinde ve dışında güvenle kullandığımız ürünler, hizmetler toplumun diğer üyelerinin kullanımı da göz önünde bulundurularak tasarlanmaktadır.
Çok sayıda tasarımcı ‘sosyal etki tasarımı’ terimini kullanmaktadır. Bu tür çalışmalar doğrudan toplumsal, çevresel veya insancıl nedenlerden oluşabilecek değişiklikleri desteklemektedir. Bu terim belki de en çok sosyal adalet ile uyumludur. Son yıllarda en çok ilgi gören terim, yenilikçi IDEO tarafından popülerleştirilen “insan merkezli” tasarımdır.
John Cary ele aldığı yazısında;
“Bu kitap için gerçekleştirdiğim düzinelerce röportajda evrensel olarak kullanılan bir terim söz konusu, o da tasarımdır diye belirtti. “Bir zamanlar yararlı olan niteleyiciler nihayetinde faydalılıklarını kaybederler.” ifadelerini kullanıyor.
Fakat bilinç eksikliği, bu sosyal yönelimli uygulamanın nasıl geliştiğini ve olgunlaştığını gösterir. Medyada sürekli bir gelişme kaydedilirken basının büyük bir çoğunluğu neredeyse tasarımcıların niyetlerini sorgular ve buna odaklanırlar. Nadir olarak sunulan müşteri memnuniyetleri ve bunların olumlu, olumsuz örtülenmesi sonucunda tasarımlarının yorumlanması ve memnuniyet derecesi konusunda yeterli geri dönüş sağlarlar.
İşte dünyanın her yerinden tasarım yolu ile farklı insanların hayatlarına dokunan birçok yeni projeden 3 tanesi şu şekilde;
The Cottages at Hickory Crossing, Dallas
Hickory Crossing’deki Cottages, Central Dallas Topluluk Geliştirme Şirketi tarafından kronik evsiz 50 kişi için yaptırılmıştır. BcWORKSHOP mimarlık firması tarafından tasarlanan her biri 400 metrekarelik evlerde ocak, lavabo ve buzdolabına sahip tam bir mutfağın yanı sıra bir yatak odası ve erişilebilir bir banyo da bulunuyor. Mimarlarla yapılan röportajlarda, evsiz insanlar kapıyı kendileri için bir onur simgesi olarak gördüklerini söylüyorlar. Çünkü bireysel bir birime sahip olmak, daha büyük bir binadaki bir birimin aksine, gerçek bir gurur noktası olarak onlara lüks geliyor.
WelcomeHealth, Fayetteville, Arkansas
Monika Fischer-Massie, “çok para kazanamayan, iyi bir durumu ya da eğitimi olmayan insanlar bile bu bakımlardan yararlanılarak bu evlerde yaşayabiliyorlar” diye belirtiyor. Arkansas, Fayetteville de ücretsiz hizmet veren bir klinik olan WelcomeHealth’in binası daha önceden de devlet kurumları ve spor merkezine ev sahipliği yapmış tek katlı bir bina. Yüksek dereceli ve saygın bir mimar olan Marlon Blackwell, binayı 2013 yılında Kuzeybatı Arkansas’daki LEED sertifikalı sağlık tesisi olan WelcomeHealth’e dönüştürdü.
Fischer-Massie, “mekanın tasarımında kullanılan ahşap malzemeler parlak ışığı yansıtması sebebi ile hastalar içeriye girdikleri zaman onlarda sağlıklı bir his uyandırıyor” dedi. Fisher-Massie burayı ara sıra ziyarete gelen doktorlardan da “bizim ofisimiz bile burası kadar güzel değil” tarzı yorumlar duyduğunu söylüyor.
St. Jerome’s Centre, Nakuru, Kenya
St. Jerome’s Centre, Kenya’nın en büyük dördüncü şehri olan Nakuru’da 30 çocuğun yaşadığı bir çocuk evidir. Geleneksel kışla tarzı uyku koğuşlarının yanı sıra 4 kişilik yatak odalarının olduğu düzende bir ev olarak tasarladı.
Güvenlik önlemleri sebebi ile zemin katta pencere bulundurulmaması konusunda önlemler alındı fakat bu durum da zemin katın güneş ve hava alımını zorlaştıracaktı. Bu yüzden Naurobi merkezli tasarım firması Orkidstudio, binaların dış cephelerini kalın bir toprak torbası ile sararak yeni bir duvar yaratmaya kadar verdi. Bu duvar tipi, sınırlı havalandırmayı telafi edebilmek için termal niteliklere sahipti. Bu arada, avluya bakan duvarlar ve odalar ince ahşap çubuk perde platformlarla kaplandı. Bu sayede ışık, alt kattaki yatak odaları da dahil here yere filtrelenerek girebildi.