DFID tarafından, kadının sesini kamusal ve politik alanlarda duyurmasına yardımcı olacak iki yıllık bir araştırma yaptı.
Dünya genelinde günümüzde, erkek egemen toplum hakimiyetine rağmen gün geçtikçe kadın sayısı parlamentolar, kabineler, yargı mercileri, emniyet güçleri, kayıtlı istihdam ve eğitim alanında artıyor. Politik ve kamusal alanlarda kadın sayısındaki bu artış önemli olmakla birlikte, kadının gerçekten güç sahibi olduğunu söylemek doğru değil. Kadının çoğu zaman cinsiyetçilik ve ön yargılara maruz kaldığı görülüyor. Ayrıca, en güçlü mevkilerde kadına az rastlıyoruz.
Bu kapsamda, Birleşik Krallık’ın Uluslararası Kalkınma Ajansı (DFID), gelişmiş ülkelerde iki yıllık bir araştırma geliştirerek kadının liderlik ve etki yolunda ilerlemesine yardımcı olmayı hedefledi. Söz konusu projede ayrıca, kadın liderliğinin cinsiyet eşitliğini ve kadının refahını genel anlamda geliştirdiği ortaya konuluyor.
Raporda öne çıkan önemli bilgiler ise şunlar: Kadınların parlamentodaki oranı 1997’de %12 iken, bu oran 2015’te %23; kadının evdeki karar alma gücü onun kamusal gücünü şekillendiriyor; kadının temel eğitimden daha fazlasına ve kendi gelirine ihtiyacı var; kadının politik ve sosyal çevrede stratejik yollara ihtiyacı var; politik ve sosyal çevre kadının buralarda sahip olduğu fırsatları belirliyor; ve kadının liderlik ve otoritesi sembolik güç simgesi; kadın diğer kadınları teşvik etmeli.