Dünya hızlı kentleşmeyle birlikte ekonomik büyüme ve istihdam sağlayarak insanları daha sık bir araya getiriyor ve bu durum inovasyon, ürün-müşteri arasındaki mesafenin azalması ve kişilerin uygun işe yerleşmelerine katkı sağlıyor.
Bakış açımızı sadece büyük kentlere ve metropollere odakladığımızda nüfusun büyük bir çoğunluğunun ikincil büyüklükteki şehir merkezlerinde yaşadığını göremeyebiliriz. Örneğin, Tanzanya’da bulunan Darüsselam kenti 1950’den günümüze ülkenin üçte birlik bir nüfusuna sahip bulunuyor. Kırsal alandan ikincil büyüklükteki kent merkezlerine göç hareketlerinin Tanzanya’nın toplam ekonomik büyüme ve yoksullukla mücadeledeki payına baktığımızda %42-50 arasında bir katkısı olduğunu belirtiliyor.
Küresel çapta kentleşme çok hızlı bir şekilde artıyor ve fakat her ülkede bu aynı oranda gerçekleşmiyor. Afrika nüfusunun ülkenin kırsal alanlarında yaşıyor. Dolayısıyla, sadece metropollerde yaratılan istihdam ülke kalkınmasına destek olamayabiliyor ve özellikle ikincil büyüklükteki şehir merkezlerinde işsizliği azaltacak, sosyal ve kültürel destek yaratabilecek projelere ihtiyaç duyuluyor. Yapılan araştırmalara göre, nüfusun tarım alanlarını ve arazilerini bırakarak metropollere göç etmeye oranla ikincil büyüklükteki şehir merkezlerine ettiğinde yoksulluğun daha hızlı düştüğünü ortaya koymaktadır.