IDEMA Kalkınma çalışanları yazıyor: Asu Aksoy, LIFE Projesi katılımcılarından Remden Tecimer’in girişimcilik öyküsünü IDEMA HABER okuyucuları için yazdı.
LIFE Projesi beşinci grup üyesi Remden Tecimer’in girişimcilik hikâyesi, 24 yıl boyunca kurumsal hayatta kazanmış olduğu satış, pazarlama, girişimcilik ve üreticilik deneyimlerini de eklemek istemesiyle başlıyor. Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Tarım Bölümü’nde okumaya başlayan Tecimer, böylelikle tarım konusunda kendini geliştiriyor.
Atalık Tohumdan Doğal Ürünlere
Atalık tohumlarla, kimyasaldan uzak tamamen kendi doğasında suyunda ve havasında yetişmiş olan sebze ve meyvelerden reçeller, pestiller, salçalar ve turşular yapmayı bir hayal haline getiren Tecimer, kendisine ait bahçede sebze ve meyveleri yetiştirerek bu deneyimi yaşamak istiyor.
LIFE Projesi’nin beşinci dönemine başvuran ve kabul alan Tecimer, sonrasında ‘’tarım, bahçe ve tarla bitkileri yetiştiriciliği’’ gibi konular üzerine çalışmalarına devam ediyor. LIFE Projesi sonunda düzenlenen iş planı yarışması ile “tohum fonu” almaya hak kazanan Tecimer, hayallerini gerçekleştirmek yolunda adımlar atmaya devam ediyor. Tohum fonu ile bahçesi için gerekli olacak ekipmanları almayı planlıyor.
Tohum Peşinde Bir Girişimci
Atalık tohum toplayan, dağıtan ve paylaşan gruplarla, derneklerle bağlantı halinde olan Tecimer, Türkiye’nin dört bir yanından atalık tohum topluyor. Kendisi özellikle memleketlerine giden büyüklerinden ve arkadaşlarından kendi yörelerinden tohum getirmelerini istiyor.
“LIFE Projesi ile gıda girişimciliğine dair her şeyi öğrendim”
Tecimer LIFE Programı hakkındaki düşüncelerini IDEMA HABER için şu şekilde aktardı: “LIFE Projesi ile girişimcilik yolunda, gerekli olabilecek tüm bilgileri bir arada sunan eğitim programı ile, bir gıda girişimcisinin bilmesi gereken tüm bilgileri öğrendim. Bu bilgiler arasında tedarik, satış, pazarlama, maliyet hesabı, hijyen, muhasebe, personel yönetimi gibi konular vardı. Mutfakta, çok kıymetli şeflerimizle çeşitli mutfakların yemeklerini birlikte yapma ve tatma fırsatı buldum. Düzenlenen etkinliklerde mutfakta çalışma, çeşitli festivallerde yer alma, LIFE Kafe’de çalışma ve sektörün önde gelenleri ile tanışma fırsatını buldum. Ayrıca, farklı kültürlerden gelen arkadaşlarımla bir arada mutfak kültürümüzü paylaşmak çok keyifli idi ve bana mutfakta bu arkadaşlarımla aynı dili konuşamasak da mutfağın evrensel olduğunu gösterdi. Pandemi döneminde girişimcilikle ilgili eğitimler veren çeşitli dernek ve kurumlarda girişimciliğe yeni başlayanlar için, kendi konularımda gönüllü mentorluk yapmaya başladım.”