Almanya’da can yeleklerinden geri dönüştürülen ürünler, mülteciler için umut oluyor.
Almanya’da başlatılan proje sayesinde orada yaşayan mülteciler, can yeleklerini tasarım çantalara dönüştürüyor.
2015 yılında Lahor’dan kaçan Abid, şu anda Berlin’de sığınmacı olarak yaşıyor. Abid kaçışı sırasında Yunan adası Lesvos’a doğru giderken yaklaşık 50 kişilik bir gemiye binmek zorunda kaldı. “Bu çok kötü bir anı” diyor Abid, içinde olduğun ufak çürük bir teknenin daha büyük bir gemi tarafından neredeyse alabora edilecek olması dehşet vericiydi. “Bazen bu malzemeyi elimde tuttuğum zamanı düşünüyorum. Ama bu geçmiş. Şimdi bu iş sayesinde yaşıyorum. Mutluyum çünkü birçok güzel şey yapıyorum.”
Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan ve kauçuğu şık çantalara dönüştüren Mimycri’yi kurma fikri, 2015 yılının kışında Sakız Adası’na gelen sığınmacılara yardım etmek için gönüllü olan Nora Azzaoui ve Vera Günther’in aklına geldi.
Vera Günther: “Gerçekten çok çılgın zamanlardı ve bir çok bot geliyordu. Gelişler sırasında sahili temizliyorduk ve tüm materyalleri çöpe atıyorduk. Sonra fark ettik ki etkisi olan bir şey yapmak hiç de zor değil, sadece denemek gerek.”
Vera ve Nora, atılacak olan tekne materyallerini yeniden kullanma yollarını düşünmeye başladılar. Almanya’ya geri döndüklerinde, moda tasarımcısı olan arkadaşlarına atılmış bir tekne parçası verdiler ve o arkadaşları bunu sağlam bir sırt çantası haline getirdi. Daha sonra sığınmacı olarak gelen terzileri istihdam etme fikriyle “Mimycri” doğdu.
Vera, “Sığınmacılarla çalışmak için bir yol bulmak istedik.” diyor. “Burada, inanılmaz yeteneklere ve deneyimlere sahip insanlar olduğunun farkına vardık.”
Herhangi bir tasarım veya terzilik deneyimi olmayan kurucular, fon sağladılar ve takımlarını kurmaya başladılar. Almanya’ya yeni gelenler arasında yetenekli tekstil işçileri bulmak için online bir arama yaptıktan sonra hayatı boyunca terzilik yapmış olan Abid’i buldular.
Abid’in potansiyelini hemen gördüler ve ürünleri tasarlarken yardım etmesini istediler. “Abid, ekibimizin kesinlikle hayati bir parçası” diyor Nora. “Materyalleri birbirine dikmede gerçekten bir uzman. Birbirimizden çok şey öğrendik. Sığınmacıları işgücüne dahil etmenin mümkün olduğunu ve nasıl olumlu bir şekilde çalışabileceğini göstermek istiyoruz.”
Abid’in yanı sıra ekipte İran’dan ve Suriye’den gelen 2 sığınmacı daha bulunuyor. Gönüllülerin Sakız Adası’ndaki plajları temizleyerek topladıkları eski botları sürekli olarak dönüştürüyorlar. Kauçuk parçaları, temizlenmiş ve paketlenmiş bir halde Berlin’e kargolanıyor. Ekip aralarından kullanılabilir olanları seçiyor.
Tekne parçalarının siyah, gri ve beyaz dış kalın halkaları çantalara dönüştürülürken, renkli iç boruları anahtarlıklar ve para keseleri gibi daha küçük ürünler haline getiriliyor. Sonuçlar oldukça şık, ancak kaçınılmaz bazı durumlar da olduğu belirtiliyor.
Vera: “Bir tarihe sahip olan bu materyallerlerle çalışmak çok büyük bir sorumluluk. Gelen yeni paketleri her açışımız çok duygusal oluyor. Parçalar zaten bir hikaye taşıyor bunu yeni bir şeye dönüştürmek çok dokunaklı. İnsanların, daha önce ne olduğu ve şimdi ne olabileceği ile ilgili bakış açılarını değiştirmek istiyoruz. Bunu geçmiş olarak görmelerini ve tamamen yeni bir hikaye yazmalarını istiyoruz.”
Zorlu geçen ilk yılın ardından Mimycri, kendi çalışma alanına giriyor ve yakında yeni bir ürün yelpazesi sunmayı hedefliyor. Denizde gerçekleşen mülteci ölümleri konusunda farkındalık yaratmaya ve iş bulmakta zorlanacak olanlara fırsatlar sunmaya devam etmeyi umuyorlar.
Abid’e göre çanta yapmak, yeni hayatının anahtarı.
“Almanya’ya geldiğimdeki düşüncem sadece güvenli bir yere ihtiyacım olduğuydu. Burada insanlar çok güzeller. Şimdi bir işim var, bir kariyerim var. ” diye ifade ediyor.