Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 2016 Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Raporu (PISA)’yı açıkladı. Matematikte, Şanghay (Çin), Singapur, Hong Kong (Çin) ve Kore; bilim dalında Şanghay, Estonya ve Hong Kong; okumada Şanghay, Hong Kong ve Kore en başarılı ülkeler oldu. Türkiye, 64 ülke arasında 45. sırada yer alarak, Matematikte 45’nci, okuduğunu anlama da 37’nci ve fen bilgisinde 41’nci oldu.
PISA, ülkelerdeki zorunlu eğitimi tamamlamış öğrenciler arasında yetenek ve bilgi birikimlerini karşılaştırmalı olarak değerlendiren önemli bir uluslararası rapor olma özelliğini taşıyor. PISA testinin yapılma ve değerlendirme süreçlerine dair eleştirileri bir kenara bırakırsak, sonuçlarını milli gurur yapan ülkelerden; eğitim sisteminde ciddi reformlar yapan ülkelere kadar ciddi etkisi bulunmaktadır. Ülkemizde de, özel sektördeki birçok sosyal sorumluluk projesi yatırımlarının, kamudaki sistem ve yöntem değişikliğinin gerekçeleri arasında bu raporun sonuçları değerlendirilmektedir. Uluslararası bir öneme sahip olan rapor, böylece ülkelerdeki temel eğitim sistemine dair ileriye dönük politikalar açısından ışık tutuyor.
Rapor sonuçlarını değerlendirdiğimizde yapılacak ilk iş, başarılı çıkan ülkelerin eğitim sistemlerinin incelenmesi, kıyaslamalar, değerlendirmeler olacak elbette. Tabi, en başarılı ülkeler arasında son zamanlarda herkesin yakından takip ettiği Finlandiya’nın sırasını da merakla soracağız.
64 ülkeden, 15 yaş grubu olan 18 milyon öğrencilerin matematik, okuma ve bilim alanındaki başarılarının değerlendirildiği raporda, iyimser bir değerlendirme ile Türkiye’nin durumu 2003 ve 2012 yıllarındaki ile karşılaştırıldığında, Türkiye matematikte kötü performans gösteren öğrencilerin oranını düşürme konusunda başarı gösteren ülkeler arasındadır. Bunun yanı sıra, raporu bir başka açıdan da değerlendirebiliriz. Örneğin, eğitim sistemlerinin öğrencileri daha iyi yetiştirmek için sadece ekonomik refah önemli değil, iyi bir de eğitim politikasının gerekli olduğunun farkına varılması.
Matematiği çocuklar mı yapamıyor? Biz mi öğretemiyoruz ya da biz nasıl öğretiyoruz? Müfredatımız ne kadar yoğun, öğretmenlerimiz ne kadar donanımlı, eğitim materyallerimizin niteliği yeni kuşak çocuklar için ne kadar yeterli, okul dışı alan ve zamanlarda eğitim nasıl destekleniyor, çocuk yayınlarının durumu ne? 2018 PISA’yı beklerken, rapor sonuçlarından ne kadar çok soru çıkarabilir ve yanıt arayabilirsek; öğretmenden politika yapıcılara, ailelerden sivil toplum kuruluşlarına ve özel sektöre herkes kendine görev çıkarmalıdır.
PISA 2016 Raporu’nun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.