AnasayfaTeknolojiKültür - Sanat

Sanal gerçeklik, müzeleri nasıl etkileyecek?

Sanal gerçeklik, müzeleri nasıl etkileyecek?

Kraliyet Sanat Akademisi (RA), artan sanal gerçeklik teknolojilerinin bina ve mekan deneyimini nasıl değiştirebileceğini gösteren bir sergi düzenledi.

Invisible Landscapes (Act III) adı altına düzenlenen sergi, mimar Gilles Retsin, 3D görüntüleme stüdyosu ScanLAB, tasarımcı Keiichi Matsuda ve tasarım stüdyosu Soft Bodies tarafından oluşturuldu. RA’nın Müdürü Gonzalo Herrero Delicado’nun dijital teknolojilerin dünyayı nasıl değiştirdiğini araştıran bir projesi olan “Görünmez Manzaralar” üçüncü ve son bölümünü 2 Şubat – 1 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirdi.

Galeri Müdürü Delicado: “Görünmez Manzaralar, sanal ortamın fiziksel alanı nasıl değiştirdiğini gözler önüne sererken bunun tersinin de mümkün olabileceğini gösterdi. İki yeni çalışmayı kapsayan dört farklı eser; sanal, artırılmış ve karma gerçekliğin hem şimdi hem de yakın gelecekte gerçek dünya ile sanal gerçeklik arasındaki sınırları bulanıklaştırdığını hatta neyin gerçek neyin kurgusal olduğunu sorgulamanın yanı sıra dünyaya nasıl bakacağımızı da düşündürüyor.” ifadelerinde bulundu.

Gerçek Sanallık, önceki çalışmaları 3D yazıcı kullanılarak yapılmış bir sandalye ve plastik bir ev için prototip içeren Bartlett Mimarlık Okulu Öğretim Görevlisi Gilles Retsin’ın yeni çalışmasının adıdır.

Londra merkezli mimar, galeri için iç içe geçmiş bir ahşap çerçeve tasarlayarak dijital teknoloji ile artırılmış gerçeklik yapım tekniklerini birleştirdi. Kurulum yapılırken ise gerçek zamanlı alıştırmalara imkan tanıyan Microsoft HoloLens gözlükleri kullanan insanlar tarafından birleştirildi. HoloLens, yapım ekibi odaya baktığı esnada her kontrplak modülünün nereye uygun olduğunu göstererek yardım etti.

Post-Lenticular Landscapes‘in parçası olan ScanLAB Projects, galeri için holografik lens aracılığıyla görülebilen üç boyutlu bir manzara oluşturdu. Ekip, öncü fotoğrafçısı Eadweard Muybridge’nin 1870’lerdeki seyahatlerini canlandırarak manzara hologramı oluşturmak adına Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Yosemite Ulusal Parkı’na karasal lazer ile 3D tarama gerçekleştirdi.

Londralı tasarımcı Keiichi Matsuda ise galeri için artırılmış gerçeklik ve üretkenlik saplantısını birleştirerek, nasıl kabus gibi bir iş yeri yarattığını varsayan 360 derecelik distopyan kısa filmi “Birleşme’yi (Merger)” sundu.

Weightless Bricks, tasarım stüdyosu Soft Bodies’in yeni bir çalışmasını oluşturuyor. Karma gerçeklik deneyimi, sanal gerçeklik gözlükleri takan katılımcıların bu karışık dünya için özel üretilmiş fiziksel objelerle etkileşime girerken dijital bir manzara keşfetmelerine de imkan tanıyor.

Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik deneyimleri, müzeler tarafından giderek daha fazla kullanılıyor. Hollanda’da bulunan Mauritshuis Müzesi ziyaretçileri, tabloların içine girmek için akıllı telefonlarını kullanabiliyorlar. Londra’da bulunan Serpentine Galerisi’nin performans sanatçısı Marina Abramović’in ise karma gerçeklik için sanal bir avatar yarattığı biliniyor.

Kaynak