Su stresini, kıtlığını ve düşük kalitesini sadece gelişmekte olan ekonomileri etkileyen bir konu olarak görmek daha kolaydır. Afrika’da susuz kalan çocukların görüntüleri ile Hindistan’daki suya erişimin yetersizliği çok rahatsız edici olsa da, tablonun tamamı bu değil.
Geçtiğimiz günlerde Michigan’ın Flint ilçesinin su kaynağı, zararlı maddele nedeniyle tehlikeli düzeyde kirlendi. Aynı olay, daha önce New Jersey’de de meydana gelmişti. Yani su, gelişen dünyanın problemi değildir. Herkes için büyük bir problemidir. Günümüzün en acil sorunlarından bir tanesidir. Dünya üzerindeki su stres seviyeleri arttıkça; nüfus, iklim değişikliği ve siyasi gerilimler gibi birçok problem daha da alevlenecektir. Herkesin suya eşit bir erişim sağlaması, gün geçtikçe daha fazla önem arz etmektedir.
Flint krizinin de dışında, Sıfır Gün gibi yaşanan ciddi olaylar artık rutinleşiyor. Kamu sektörü ve sivil toplum kuruluşları, olayları ele almak için mücadele ediyorlar. Güney Afrika, Hindistan, Avustralya ve daha birçok yerde “sıfır gün” krizine tanık oluyoruz. Şimdi de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki şehirlerde, içme suyunda kurşun kirliliği olduğu ortaya çıkıyor.
Bunlar, geçmişte yapılan su planlamalarının yetersizliğinin bir sonucudur. Geçmiş uygulamalar artık geleceğe dair rehber görevi göremiyor; su talebi, arzın önüne geçmiş durumda ancak hala planlanan yöntemlere bağlı kalınıyor. Bu süreç, uzun vadede iklim değişikliğinin etkilerine karşı savunmasız kalınacağını gösteriyor. İçme suyuna karışan kurşun, yenilenmemiş boru hatlarından kaynaklanmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nin tahminine göre 22 milyon insan potansiyel olarak kurşundan yapılan su borularını kullanıyor. Bu eski altyapı sistemlerinin onarılması ve değiştirilmesi gereklidir.
Küresel su krizinin en can sıkıcı yönlerinden biri ise suya en az erişimi olanların orantısız şekilde yüksek ücretler ödüyor olmasıdır. WaterAid tarafından yayınlanan bir rapora göre, gelişmiş ülkelerdeki standart su faturaları asgari ücretin %0.1’ine denk geliyor. Madagaskar gibi su tankeri kamyonuna bağımlı yaşayan ülkelerdeki insanlar, günlük gelirlerinin %45’ini suya harcadıklarını duyurdu.
Kısacası arz ve talep nedeniyle yaşanacak olan su stresini anlamamız gerekiyor, yalnızca kaynakları paylaştırma konusunda yetersiz kalınıyor. Yüksek gelire sahip kısımlar temiz suya erişebilirken, yoksul kesimler kalitesi şüphe uyandıran su kaynakları için çok daha fazla para ödeyecekler.