TEMA Vakfı ve Doğuş Çay iş birliği ile sürdürülebilir çay tarımının temelini oluşturan toprak sağlığının korunması konusunda başlatılan ‘Her Dem Toprak İçin’ projesi kapsamında ‘Sürdürülebilir Çay Tarımı Eğitimleri’ gerçekleştirildi. Rize’de düzenlenen eğitimlerde çay üreticileri odak noktası oldu. Eğitimlerde, üreticilerle birlikte sosyal çevresini oluşturan öğretmen, din adamı, muhtar, kadın, öğrenci gibi toplumun farklı kesimlerinden 6 bin kişiye eğitim verildi. Eğitimler kapsamında herkes çay bahçelerinde sağlığı bozulan topraklar için önlem almaya davet edildi.
“Bakanlığın organik çay üretimine geçiş kararı memnuniyet verici”
Konuya ilişkin konuşan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, “Projeye başlamadan önce bölgede kamu kurumları, üniversiteler, STK’lar, ziraat odaları ve meslek örgütlerinin katıldığı bir toplantıda Türkiye’de çay tarımının sorunlarını masaya yatırdık. Toplantıda çay tarımının öncelikli ele alınması gereken sorununun toprak bozulması olduğunu saptadık. ‘Her Dem Toprak İçin Projesi kapsamında geniş bir kesimden 6 bin kişiye eğitimler vererek çay bahçelerinde sağlığı bozulan topraklar için önlemler alınması konusunda farkındalık yaratmaya çalıştık. Bu anlamda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın çay bahçelerinde toprak dostu organik gübre kullanımına ve bölgede organik çay üretimine geçilmesine ilişkin kararından dolayı memnuniyet duyuyoruz” dedi.
Türkiye çay üretiminde 5’inci sırada
TEMA’dan yapılan açıklamaya göre tarım yapma olanaklarının kısıtlı olduğu Doğu Karadeniz’de yöre halkının gelir kaynaklarını iyileştirerek göç vermesine engel olmak için başlatılan çay tarımı, bugün bölgenin en önemli gelir kaynağını oluşturuyor. Çay tarımı, 70 yılda bölgenin kaderini ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan değiştirdi ve bölgenin dinamiği oldu. Yaklaşık 830 bin dekar alanda yıllık 1.2 milyon ton yaş çay yaprağı üretimiyle Türkiye dünya çay üretiminde 5’inci sırada yer alıyor. Ancak özellikle 1970’li yılların başından itibaren şeker gübre olarak isimlendirilen, asit karakterli amonyum sülfat gübresinin yaygın ve ölçüsüz kullanımı sonucu toprak tıpkı sirke gibi asitleşti. Çay bahçelerinin %90’a yakın bölümünde toprağın pH’ı çay bitkisinin gelişmesi için alt sınır olarak gösterilen 4’ün altına düştü. Toprağın oldukça kıt, arazinin dik, yağışın yüksek olduğu bu bölgede çay tarımı alternatifsiz bir ürün konumunda yer alıyor. Bu topraklarda uzun yıllar çay üretimine devam edilebilmesi için toprak sağlığının korunması daima ön planda tutulmalı.
Türkiye’de organik çay tarımına geçiş süreci nasıl olmalı?
TEMA Vakfı, toprak sağlığını koruyan organik çay tarımının tüm bölgede yaygınlaşması için iyi bir hazırlık ve planlama yapılmasını, tüm tarafların sürece dahil edilerek amaç birliğinin sağlanmasını önemli görüyor. Bunun için maddelerle bir eylem planı hazırladı:
- STK’lar, meslek örgütleri, kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör temsilcileri, üretici örgütleri ile hep birlikte organik çay tarımına geçiş için bir stratejik plan hazırlanmalı.
- Hazırlanacak stratejik planda öncelik teknik, idari ve hukuki alt yapının düzenlenmesine verilmeli.
- Standartlara uygun organik gübreler uygulama öncesinde hazır edilmeli, üreticilerin bu gübreleri kullanmaları teşvik edilmeli.
- Organik tarım destekleri birim alandan alınacak verim ve kaliteyi artıracak, ekolojik, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğe hizmet edecek şekilde düzenlenmeli.
- Çay üreticileri, üyesi bulunduğu kooperatifler, ziraat odaları daima alınacak kararlara dahil edilmeli, seslerine kulak verilmeli.
- Üreticiler yaygın şekilde düzenlenen eğitim çalışmaları ile organik gübrelerin kullanımı ve organik çay tarımı konularına ilişkin teknik uygulamalar konusunda bilgilendirilmeli.
- Örnek çalışmalar yapılarak elde edilen sonuçlar üreticilere gösterilmeli.