Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV), sivil toplum, bağışçılık, sosyal girişimcilik gibi konularda hazırladıkları raporlar ve araştırmalarla Türkiye’de sivil topluma dair cevap arayan sorulara ışık tutmayı hedefliyor. Bu bağlamda 2006 yılında yayınladığı ilk kapsamlı raporu “Türkiye’de Hayırseverlik: Vatandaşlar, Vakıflar ve Sosyal Adalet” başlığı ile hayata geçirildi. O dönemden bu güne alandaki bilgi ve araştırmaları geliştiren Vakıf, “Türkiye’de Bireysel Bağışçılık ve Hayırseverlik Raporu”nu yayınladı.
STK’lara yapılan bağışlar azalıyor
Sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini sürdürebilmeleri için başlıca gelir kaynakları üyelik aidatları, ulusal ve uluslararası kuruluşların fonları, bireylerin ve kurumların yaptığı bağışlar, kamu fonları ve ürün ya da hizmet satışlarından elde edilen gelirler. Raporda belirtilen verilere göre 2014 yılında bağış ve yardım gelirleri derneklerin toplam gelirlerinin yaklaşık %40’ını, vakıfların toplam gelirlerinin ise %39’unu oluşturuyor. Bağış ve yardımların STK’ların mali sürdürülebilirlikleri açısından önemine rağmen; 2015 yılında 68 ilde toplam 2495 kişi ile gerçekleştirilen “Türkiye’de Bireysel Bağışçılık ve Hayırseverlik Araştırması” sonuçları Türkiye’de STK’lar aracılığıyla bağış yapma oranının düşük olduğunu ortaya çıkarıyor. “Türkiye’de Hayırseverlik: Vatandaşlar, Vakıflar ve Sosyal Adalet” raporunun sonuçlarıyla kıyaslandığında aradan geçen on senede STK’lara yapılan bağışlarda bir azalma göze çarpıyor.
Araştırmaya göre Türkiye’de bir yılda yapılan tüm yardım ve bağışların toplamı kişi başı yaklaşık 228 TL olarak hesaplanıyor. Bu bağış miktarı Türkiye gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) %0,8’ine denk geliyor. STK’lar aracılığıyla yapılan bağışlar değerlendirildiğinde ise bu oran %0,06’ya düşüyor.
Öte yandan Observatoire de la Fondation de France ve Centre d’Etude et de Recherche sur la Philanthropie ortaklığında hazırlanan “An Overview of Philanthropy in Europe”raporuna göre, Avrupa ülkelerinde yapılan bağışların ülkelerin GSYİH’sine oranı ortalama %0,2, Amerika’da ise %1,5 olarak hesaplandı. Bu verilerle kıyaslandığında, Türkiye’de bireylerin yardım ve bağış yaptığı ancak araştırmanın sonuçlarından da anlaşılacağı üzere bu bağışları STK’lara yapmayı tercih etmedikleri görülüyor.
Bireyler yardım yapacakları kişilerin ‘kendilerinden’ olmasını tercih ediyor
Rapor, “Hayırseverlik Türkiye’deki vatandaşlar için ne ifade ediyor?”, “Bağışlar STK’lar aracılığı ile yapılmıyorsa, nasıl yapılıyor ve kimlere yardım ediliyor?” gibi sorulara cevap arıyor. Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de hayırseverlik denilince akla ilk olarak muhtaç ve yoksullara yardım geliyor. Öğrenci okutmak, burs vermek, okul ve yurt binası yaptırmak, yoksullara sadaka vermek ve cami yaptırmak gibi faaliyetler de genellikle hayırseverlik olarak nitelendiriliyor ve bireyler yardımlarını bu alanlarda yapıyorlar. Bu cevaplar TÜSEV’in 2006 yılında yayınlanan araştırmasının sonuçları ile birebir benzerlik gösteriyor ve aradan geçen on seneye rağmen Türkiye’de hayırseverlik algısının değişmediği ve geleneksel yaklaşımların devam ettiğini ortaya koyuyor.
Araştırmanın bulgularına göre, Türkiye’de bireyler hayırseverlik kapsamında nitelendirdikleri yardımları daha çok aile üyelerine, komşularına ya da hemşehrilerine yapmayı tercih ediyorlar. Öte yandan, rapora göre kişiler bireysel yardım yaparken ihtiyaç sahibinin aynı kültürü, dili ve dini paylaşmasını önemsiyor.
‘Dini vecibeleri yerine getirmek’ en önemli yardım sebebi
Bireylerin bağış ve yardım yapma davranışının altında yatan sebepler 2006 yılında yayınlanan Raporun sonuçlarıyla benzerlik gösteriyor. Buna göre, dini vecibeleri yerine getirmek %32,5 ile bireylerin bağış ve yardım yapma motivasyonları arasında ilk sırada yer alıyor.
İnsanlar yardımlarını doğrudan ulaştırıyor
Araştırma kapsamında bireylere yardımlarını doğrudan mı yoksa bir kurum aracılığıyla mı ulaştırmayı tercih ettikleri sorulduğunda; %88’i doğrudan, %10’u ise bir kurum aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırmayı tercih ettiğini belirtiyor.
Yardımlarını ihtiyaç sahiplerine bir kuruluş aracılığıyla yapmayı tercih edenlerden %34’ü bir kamu kurumunu tercih ederken, STK’ları tercih edenlerin oranı yalnızca %18. Bu oranlar, bağışlarını bir kuruluş aracılığıyla yapan az sayıda kişi arasında da STK’ların tercih edilmediğini gösteriyor.
STK’lar aracılığıyla bağış yapılmamasının nedenleri sorulduğunda verilen cevaplar yapılan yardım miktarlarının düşük olması (%52), yardımların düzensiz yapılması (%26) ve sözü geçen kurumlara güven duyulmaması (%13) ya da kurumların tanınmaması (%5) üzerinde yoğunlaşıyor.
Türkiye’de bireyler bağış yapacakları STK’ları neye göre seçiyorlar?
Raporun sonuçlarına göre katılımcıların %84,6’sı kurumun aldığı bağışın amacına uygun kullanılacağına dair verdiği güvenin, %84’ü ise kurumun iyi yönetileceğine dair duyduğu güvenin kuruma bağış yapmadaki en önemli kıstas olduğunu belirtiyor. Bireylerin %83,6’sı bağış yaptıkları kurumdaki şeffaflığın önemli olduğunu söylerken, %56,6’sı kurumla benzer siyasi görüşü ve dünya görüşünü paylaşmanın da bağış yapmakta belirleyici ölçüt olduğunu belirtiyor.
‘Mültecilere yardım’ bağış için en az tercih edilen alanlardan
Türkiye’deki hayırseverlik ve yardım geleneği ile paralel olarak bireylerin %20,5’i bağış yapacakları STK’ların fakirlere ve düşkünlere yardım konusunda, %13,9’u ise yetimlere yardım konusunda çalışmasını tercih ediyor. Bu alanları %11,8 ile eğitim, %9,1 ile çocuk ve gençlere yardım, %8,4 ile de şehit ve gazi ailelerine yardım konuları izliyor. Türkiye’deki bireylerin en az bağış yapmayı düşündüğü alanlar ise sanat, kültür ve tarihi koruma, hayvan bakımı ve koruma ve mültecilere yardım alanları olarak ortaya çıkıyor.
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.