AB Mülteci Ajansı verilerine göre bugün 8 milyonluk nüfusa sahip olan Ürdün’de 655,990 bin Suriyeli sığınmacı bulunuyor ve bu sığınmacıların %80’i kamplarda yaşamına devam ediyor. Ürdün Hükümeti ve uluslararası toplulukların bir araya gelerek oluşturduğu ve Suriyeli sığınmacıları yatırım ve istihdam konusunda teşvik eden Ürdün Anlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle, bu kamplarda oldukça yenilikçi teknolojiler kullanılmaya başlandı. Bu sayede sığınmacıların kendi üretimlerine katkıları sağlanırken diğer yandan da birçok yeni girişimin temelleri atılıyor.
Ürdün Hükümeti tarafından başlatılan girişimler kamplardaki sığınmacıların teknolojiyle buluştuğu alanlar şu şekilde geliştirildi:
Bilim-kurgu Teknolojileri
Ortadoğu’nun en büyük kampı olan 80.000 bin sığınmacının yaşadığı Za’atari kampında Birleşmiş Milletler Yüksek Mülteci Komiserliği (UNHCR), kişilerin iris ve parmak izlerinden yararlanarak geçmişleri ve banka hesapları gibi tüm bilgilerine ulaşmak için yeni nesil Biyometrik Kimlik Yönetim Sistemi’ni (BIMS) kullanıyor. Bu sistem kişilerin göz taramasıyla yerel ATM’lerden para çekmelerine olanak sağlıyor. Bugüne kadar 335.000 bin sığınmacı 5 noktada bu sistemle kaydedilmiş durumda. Sistem ayrıca, mültecilerin kayıt ve yerleştirilme bilgilerini de bir arada tutuyor.
Dünya Nakit Yemek Yardım Programı
Bu sistem sayesinde umumi yemek servisi sunmak yerine her sığınmacıya kamplardaki 2 süpermarkette kullanabilecekleri bankamatik kartları veriliyor. Bu kartlar ayrıca kamp alanı dışında belirlenen bazı alışveriş merkezlerinde de kullanılabiliniyor ve bu sayede ev sahibi ülkeye nakit para akışı da sağlanıyor.
Dünya Yemek Programı, dünyadaki diğer gönüllülerin de yardımda bulunabilmesi için mesaj yöntemiyle para toplanması gibi diğer yaratıcı yöntemleri de kullanıyor. Belirli bir merkezi olmayan sistem sayesinde sığınmacılara ev sahipliği yapan ülkelere büyük yük getiren bu durum karşısında dışarıdan destek sağlanmış oluyor.
Küçük İşletmeler
Son olarak Za’atari kamp yöneticisi Hoving Etyemezian, 3000 bin kadar Suriyeli sığınmacı tarafından kurulan ve sığınmacıların temel ihtiyaçlarına göre oluşan küçük işletmelerin başarılı olmasıyla BM Mülteci Yüksek Komiserliği bu küçük girişimcilere market açmaları için destek verebileceğini belirtti. Ürdün’ün sığınmacı politikasının insanlık onuru ve vicdan kavramları ekseninde şekillendiği belirtiliyor. Girişimcilere verilen bu desteklerle çocuklarının eğitimi ve sanat gibi konularda da kamp alanlarından çeşitli faaliyetler yapılabiliyor.
Za’atari Kampı’nın içerisinde bulunan Champs Elysees olarak bilinen alışveriş alanının kurulmasıyla mülteciler ev aletleri, mobilya, bisiklet ve yöresel yemeklerinden falafel gibi bir çok ürünün standını kurdular. Mülteciler ellerinden ne geliyorsa ya da paraya çevirebilecekleri hangi becerileri varsa satışını yaparak para kazanıyor. Ürdün Anlaşması bu yolla kayıtlı olan sığınmacıların ekonomiye kazandırılmasını amaçlıyor. Önümüzdeki bir kaç yıl içerisin de de 200.000 kadar Suriyeli’ye daha çalışma alanı sunulması amaçlanıyor.
2015 yılında oluşturulan Küresel Sürdürülebilirlik İlkeleri’nin kabul edilmesinden bu yana bakıldığında tüm bu girişimcilik olaylarını desteklemenin ev sahibi ülke üzerindeki baskıyı hafifleteceğine inanılıyor. Bu koşullarda büyük girişimciler ve iş dünyasından liderler sığınmacıları bu alanlarda desteklerlerse daha onurlu ve sürdürülebilir bir hayat yaşama imkanı bulabilirler. Kısacası Ürdün, mülteci krizini her iki taraf için de fırsata dönüştürmüş görünüyor.