AnasayfaEkolojiSu

Güney Afrika’nın Cape Town Şehrinde Su Karneye Bağlandı

Güney Afrika’nın Cape Town Şehrinde Su Karneye Bağlandı

Güney Afrika’nın en büyük ikinci kenti olan Cape Town’da halk kuraklıktan dolayı 2 ay içerisinde susuz kalabilir.

Kentte şu an su kullanımı karneye bağlanmış durumda. Şebekedeki suyun tükeneceği ‘Sıfır Günü’ (Day Zero) adını verdikleri tarihi 22 Nisan olarak duyuran kent yönetimi bu tarihi 12 Nisan’a çekti.

4 milyon nüfuslu Cape Town’da 200 farklı su şebeke noktasından günlük 25 lt (6.6 galon) su alımı yapılabiliyor.

Her yıl milyonlarca turisti cezbeden şehirde yönetim, günlük 87 litrelik kullanım limitini aşan ev sahiplerini mecburi olarak yasal takibe alıyor ve katı atık sıvı kullanımında kontrollü olmaları konusuna çözüm getirebilmek adına bu tarz yaptırımları uyguluyor.

Ancak bu tedbir de yeterli tasarrufu sağlayamadığı için kuraklık tarihi 10 gün geriye çekildi.

Belediye başkan yardımcısı Ian Neilson Salı günü yaptığı açıklamada baraj seviyelerinin 1,4 oranına düştüğünü ve bu yüzden kuraklık tarihinin (Day Zero) daha erken geleceğini söyledi.

Tüketimin 5.000 milyon litreyi aştığı her gün kuraklığa biraz daha yaklaşıyoruz.

images

1 Şubat 2018 itibariyle yürürlüğe giren zorunluluk hali yasası ile kişi başı günlük 87 lt kullanılması belirlenen su miktarı 50 lt olarak düşürüldü. Caydırıcı olması sebebi ile bu yıl başında şehirde su tüketimini çok yapan ve ceza alan kişilerin isim listeleri yayınlandı ve haklarında para cezası uygulandı.

Çiftçilerden ürünlerini sulamayı kesmeleri istendi, şehirdeki araba yıkama servislerinin verdikleri hizmet durduruldu, otel ve pansiyonlarda kalan turistlerin de su kullanımları kısıtlandı.

Öte yandan suyun askeri üslerde depolanabilmesi için Güney Afrika silahlı kuvvetleri ile görüşmeler devam ediyor.

Yetkililer, şehrin önceden uzmanlar tarafından kuraklık konusunda yapılan uyarıları yeterince dikkate almadıklarını ve su tüketimi konusunda tasarruf politikalarını çok geç uygulamaya başladıklarını dile getirdi.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) Tatlı Su Uzmanı Christine Colvin, “Sıfır Günü’ne (Day Zero) doğru hızlı bir şekilde ilerleniyor, bu konuda alınabilececek önlem Cape Town halkının tüketim alışkanlıklarının tamamen değiştirilmesi fakat ne yazık ki bu konuda bugüne kadar yeterince başarılı olamadık ve artık 87 lt olan günlük limitin yarısını bile kullanamıyorlar…” dedi.

Cape Town için iş düyasında da durum iç açıcı değil. Kuraklık sektörleri de etkiliyor ve 12 Nisan günü iş yerlerinin kapanışı veya çalışan sayısında önemli sayı azalmalarına gidilmesi ile karşılaşılması söz konusu olduğundan bahsediliyor. Bu durum Cape Town için zaten durgun halde olan ekonomiyi de zor duruma sokacaktır.

Bir asırdır meydana gelen en kötü su kıtlığının pençesinde olan Cape Town’daki kuraklığın sebebi 3 yıldan fazla bir süredir kentin çok düşük oranda yağışlar alıyor olması.

Kent nüfusu, hayat şartlarını devam ettirebilmek için doğal su kaynaklarının etrafında uzun kuyruklar oluşturmaya devam ediyor. Yani Cape Town’da  yıkanmamış bir saçla dolaşan kişiler sosyal bilinci yüksek olan bireyler diyebiliriz.

Kent yöneticilerinin kuraklık durumunda yapılacak su dağıtımları ile ilgili yeterli bir planlarının olmayışı düşüncesi ile halk oldukça endişeli. Western Cape bölgesinin başbakanı Helen Zille, günlük su haklarını almaları için her ailenin bir kişi göndermesi halinde bile kentteki her kaynak su bölgesinde 5.000 kişilik bir insan kuyruğunun oluşacağını belirtti.

Cape Town, yağışlarının büyük bir kısmını güney yarım kürede yaşanan kıştan alıyor. Fakat bilim insanları şimdi ve gelecek dönemler için iyi yağış alınacak bir mevsimin garantisinin olmadığını söylüyor.

2016 yılında 1,1 milyar olan su tüketiminin 586 milyon litreye düşürülmesi de ne yazık ki yetersiz bir önlem olarak kaldı. Cape Town’da yaşayan zengin halk şimdiden başka kentlerde, ülkelerde yaşayan aile üyelerinin yanına taşınmaya ve yurt dışına yerleşmeye başladılar. Fakat gece kondu gibi bölgelerde yaşayan düşük gelirli halkın böyle bir imkanı yok.

Kuraklığa çoğunlukla etkisi olan faktörler arasında orantısız nüfus dağılımı, uzun vadeli işe yaramayan kötü devlet planlamaları, doğal su kaynaklarının kullanımı ve muhafaza edilmesi ile ilgili olumsuz kullanımlar yer alıyor.

Kent yönetimi, bu durumun üstesinden gelinse bile gelecekte bu durumla tekrar karşılaşılabileceğini ve bunun için de yeniden daha akılcı önlemler alınılması gerektiğini ifade ediyor.

Kaynak