Hindistan, 1.4 milyar nüfuslu Çin’i geride bırakarak 2024 yılına kadar dünyanın en kalabalık ülkesi olmaya devam edecek. Bu büyümenin yaklaşık 2060 yılına yani Hindistan’ın nüfusu 1,67 milyar olana dek yavaşlaması beklenmiyor. Popülasyon 2100 yılına gelindiğinde azalmaya başlayacak olsa da Hindistan’ın nüfusu hala 1,5 milyardan fazla olacak. Bu arada Çin’in nüfusu, yaklaşık 400 milyonluk bir düşüşle 1 milyara gerileyecek.
Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi’nin verilerine göre küresel nüfusun önümüzdeki 80 yılda 11 milyardan fazla artacağı tahmin ediliyor.
Şu anda en büyük üçüncü ülke olan ABD, 2100’e kadar nüfusunun yaklaşık 326 milyondan 447 milyona ulaşacağını görecek. Ancak ABD, Nijerya’nın hızlı nüfus artışı nedeniyle dördüncü sıraya düşecek. Batı Afrika ülkelerinin nüfusunun 800 milyona kadar çıkması bekleniyor ki bu neredeyse tüm Avrupa’nın nüfusuna (743 milyon) eşit. Bu arada Avrupa’nın nüfusu ise yüzyılın sonunda 90 milyon civarında azalacak. Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Tanzanya, Etiyopya ve Uganda gibi diğer Afrika ülkeleri de 2100’e kadar hızlı bir büyüme yaşayacak. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin nüfusunun 84 milyondan 379 milyona çıkması bekleniyor. Bu da Kongo’yu dünyanın en büyük beşinci ülkesi haline getirecek. Benzer şekilde Tanzanya’nın nüfusu 59 milyondan yaklaşık 304 milyona çıkacak ve en büyük sekizinci ülke konumuna gelecek. Çeşitli Asya ülkeleri de kayda değer bir büyüme yaşayacaklar. Pakistan’ın nüfusu 200 milyondan 352 milyona, Endonezya’nın ise 266 milyondan 306 milyona çıkacak.
Doğurganlık Oranları Büyümeyi Engelliyor
Birleşmiş Milletler, ilginç bir şekilde dünyanın hemen hemen tüm bölgelerinde doğurganlık oranlarında belirgin şekilde düşüş olacağını söylüyor. En yüksek doğurganlık oranına sahip Afrika’da bile 2000-2005 yılları arasında kadın başına 5.1’lik bir doğum oranı varken 2010-2015 yılları arasında 4.7’ye gerilemiş durumda. Nüfusunun düşmesi beklenen Avrupa bu eğilim için bir istisna. 2000-2005 yılları arasında kadın başına 1.4 olan doğum oranı 2010-2015 arasında 1.6’ya yükseldi. Birleşmiş Milletler’e göre ülkeler kuşakların yenilenmesi için gereken doğurganlık seviyesinin (2.1) altında. Örneğin 2010-2015 yılları arasında dünya nüfusunun %46’sını oluşturan 83 ülke bu doğurganlık seviyesinin altındaydı.
Yaşlanan Nüfusun Etkisi
Rapor, doğurganlık seviyelerindeki azalmanın daha yaşlı bir popülasyona neden olduğunu söylüyor. 2100 yılında 60 yaş ve üzerindeki kişi sayısı 962 milyondan 3.1 milyara çıkarak şimdiye kıyasla üç kat artacak. BM, yaşlanan nüfusların toplumlar üzerinde bir etki yaratacağını söyleyerek, birçok ülkenin önümüzdeki yıllarda sağlık bakımı, sosyal koruma sistemleri, yaşlılık ve emekli maaşı gibi karşı karşıya kalacağı mali ve politik baskıların altını çiziyor. Bu durum, özellikle yoksul ülkelerde 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin uygulanmasını zorlaştırabilir.