Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı, Bölgesel İnsani Gelişme Raporu’nu bugün yayınladı.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (United Nations Development Project – UNDP), Bölgesel İnsani Gelişme Raporu – Gelirdeki ve Sosyal Eşitsizliklerin Türkiye örneği üzerinden değerlendirmesini yayınladı. Rapora, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu katkı sağladı.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde (Sustainable Development Goals – SDGs) 10. ülkelerarası eşitsizliği azaltma hedefinin Birleşmiş Milletler (BM) düzeyinde büyük bir değişime işaret ettiğinin belirtildiği rapora göre; kayıtdışı ve güvencesiz işlerde çalışan Doğu Avrupa, Türkiye ve Orta Asya nüfusları sosyal güvenlik sistemleri her geçen gün daha çok risk altında bulunuyor. Rapor; kayıtlı sektörde istihdamı kolaylaştırmak için vergilerin düşürülebileceğini, çevreyi kirletenlerden vergi alınmasını tavsiye ediyor.
Raporda öne çıkan bulgular şunlar: 2001-2013 yılları arasında orta sınıf üç katına çıktı ve 90 milyon kişi oldu; ekonomik büyüme ve göreceli eşitlik, daha etkili yoksulluk azalışı sağladı; Eşitsizlikler azaldı ancak resmi istatistikler gelir eşitsizliğini/diğer eşitsizlik çeşitlerini yeterince yansıtmıyor; 37 milyon kişi güvencesiz işlerde çalışıyor, bu sayı bölgesel işgücünün 1/3’ünü ya da Polonya’nın nüfusuna eşit; Batı Balkanlar’daki genç nüfus oranı %20, bütün bölgede uygulanan yüksek vergi politikaları insanları kayıtdışı istihdama itiyor ve bazı kesimler insana yakışır iş bulmakta zorlanıyor; kadınlar ayrımcılık ile karşı karşıya bulunuyor; kadın milletvekili oranı %22; erkeklerin beklenen yaşam süresi azaldı; AIDS son 15 yılda üç kar arttı; Aral Denizi çevresinde altı milyon hektar ekilebilir arazi kaybedildi, örneğin, Tacikistan tarım arazilerinin %97’si erozyona uğradı.
Türkiye özelinde ise: 2014 yılı gayri safi yurtiçi hasıla sıralamasında Türkiye 18., İnsani Gelişme Endeksi’nde ise 72. sırada yer aldı, Türkiye’nin insani gelişmenin getirdiği ekonomik gelişmeyi sağlayamadığı gözlemlendi; OECD ülkeleri arasında Türkiye 3. en eşitsiz gelire sahip ülke oldu; Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2002-2009 verilerine göre kadın yoksulluğu erkeklere oranla daha yüksek, çocuk yoksulluğu ise genel nüfusun üzerinde; ulusal yoksulluk eşiği farklılıklarına rağmen, yoksulluk verileri bakımından bölgelerin sıralaması aynı kaldı; ülkenin kamusal finans reformu yapması, gelir vergilerinin yeniden yapılandırılması, ilerlemeyi destekleyen bir vergi sistemi yaratılması tavsiye edildi; 1980’lerden beri Türkiye emek piyasası büyük dönüşüm geçirdi, tarımdan ziyade hizmet sektörüne ağırlık verildi; Türk ekonomisi diğer gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığında yeterince iş yaratmakta yetersiz kaldı ve çalışma saatlerinin daha fazla olduğu görüldü; işsizlikte OECD ortalaması 7.5’ken Türkiye’de bu 10.1 (bunu 6.6 ile Brezilya ve Şili, 6.4 ile Endonezya, 5.2 ile Rusya takip ediyor); genç nüfusun işsizlik oranı ise %24.8 (Mısır %27.9, Afrika %32); kayıtdışı ekonomide düzenli bir azalma görülürken kadın-erkek oranları arasındaki uçurum sabit (2007’de %40.1 erkek, %60.7 kadın; 2014’te %29.3 erkek, %48.4 kadın); bölgelere göre kadının işgücüne katılım oranı da değişiyor; sağlık alanında, uluslararası kuruluşlar arasında iyi bir örnek olsa da hala birtakım gelişmeler gerektiği belirtiliyor; son on yılda ilköğretimde %100, ortaöğretimde %86 ve yükseköğretimde %69’luk oranlarla okulluluk oranları gelişme gösterdi; çocuğun sosyo-ekonomik durumunun okula devamlılığında belirleyici; (özellikle İstanbul ve Güney Doğu Anadolu’daki) kalabalık sınıfların da okula devamsızlığında önemli bir unsur olduğu belirtiliyor; 4+4+4 sitemine geçişin okul öncesi eğitimdeki gelişimi sekteye uğratmış bulunuyor; ülkenin gelişimine tavsiye olarak ise herkese göre paylaşılan ve dönüşüme elverişli sosyal politikalar uygulanması gerektiği açıklanıyor.
Raporun tümüne buradan erişebilirsiniz.