Müze direktörleri, sanatçılar ve kadın hakları aktivistleri Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı’nda buluştu ve kadın sorunlarını tartıştı.
Salt Galata’da (İstanbul) gerçekleştirilen Uluslararası Kadın Müzeleri Konferansı’nda farklı ülkelerden müze direktörleri, sanatçılar ve kadın hakları aktivistleri; kadın müzelerinin geleceği ve müzelerin kapsayıcılığı çerçevesinde kadın sorunlarını tartıştı.
Konferansta, kadın müzeleri ile birlikte çalışan ve kadın ve toplumsal cinsiyet müzeleri için rehber niteliğinde bir konseptin geliştirildiği paylaşıldı. Yeni Zelanda’nın Girl Museum (Kız Çocuğu Müzesi) kurucularından Ashley E. Remer, kız çocuklarının hakları için eyleme geçme ve kendi hikayelerini paylaşma olanakları sunduklarını açıkladı. Japonya’dan Mina Watanabe ise Tokyo’daki Women Active Museum on War and Peace müzesinden bahsetti; müzenin, tarihte yer verilmemiş kadın hikayelerini anlattığını, İkinci Dünya Savaşı’nda işlenen cinsel suçları sergilediğini katılımcılarla paylaştı.
Danimarka Kadın Müzesi Direktörü Merete Ipsen: “Kadınlar dünyanın yarısını temsil etse bile eril uygulamalar daha üstün görülüyor. Bu nedenle kadınlar kendilerini azınlık gibi hissediyor. Ancak, kadınlara homojen bir grup gibi yaklaşmamak gerekir. Bütün müzelerde daha çok toplumsal cinsiyete odaklanma sorumluluğu vardır. Tüm toplumsal cinsiyetler için yaşam koşulları değişiyor. Bu yüzden, kılavuz ilkeler sürekli yenilenmeli ve geliştirilmelidir. Erkekler için feminist konuları ilginç hale getirmek gerek”.
İstanbul Kadın Müzesi (İKM) 25 Eylül 2012’de sanal ortamda açılmıştı. Müze şimdilerde; Türkiye’nin ilk, dünyanın üçüncü kent kadın müzesi sıfatıyla kentin kültür ve sanat yaşamını kadınlarla buluşturuyor, kültürlerarası iletişim sağlıyor.
Haber: Selin Belce