Avrupa Sosyal Ekonomi Konferansı Hakkında Değerlendirme:
TOPLUM, GEZEGEN, AKSİYON
Sosyal ekonomi alanındaki farkındalığı artırmayı amaçlayan Avrupa Sosyal Ekonomi Konferansı, bu yıl 13-14 Kasım tarihlerinde İspanya’nın San Sebastian şehrinde, İspanya Çalışma ve Sosyal Ekonomi Bakanlığı tarafından, Avrupa Sosyal Ekonomisi ve diğer kurumsal ortakların işbirliğiyle düzenlendi. Bu yıl ikincisi düzenlenen konferansın ana teması “Toplum, Gezegen, Aksiyon” olarak
belirlendi. Konferans iki genel oturumda 500’den fazla katılımcıyı bir araya getirdi. Üst düzey AB, uluslararası ve ulusal kurumsal temsilcilerinin yer aldığı oturumlarda son yıllarda Sosyal Ekonomide yıllar süren, özellikle birçok sosyal kuruluşun çabalarının ardından kaydedilen önemli ilerlemelere odaklanan temsilciler güncel durumu değerlendirdi. Oturumlar istihdam, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, sosyal ekonomi kuruluşlarının finansman ve pazarlara erişimi, gençlik hakları ve kalkınma gibi başlıklara odaklandı.
Son yıllarda Avrupa ve küresel düzeyde yaşanan olaylar, ekonomiyi, refahı ve çevreyi bütünleştiren ekonomik ve sosyal yönetim modellerine olan ihtiyacı belirginleştiriyor. Bu arka planda, Avrupa Birliği Konseyi, sosyal ekonomiyi, insanların ve gezegenin hizmetinde bir ekonomi ve sosyal düzen inşa etmek için stratejik önceliklerinden biri olarak görüyor.
Sosyal Ekonominin, genellikle içerdiği organizasyonların faaliyetleriyle tanımlandığı görülüyor. Sosyal ekonomi organizasyonları, sosyal bir amacı takip eden dernekler, vakıflar, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, kooperatifler, kredi birlikleri, sosyal girişimler, gönüllü kuruluşlar, kültürel organizasyonlar, sendikalar gibi geniş bir yelpazede yer alıyorlar. Ayrıca ticari faaliyetlerde bulunan
ancak sosyal kaygılar güden ticari işletmeler de sosyal işletmeler olarak adlandırılarak sosyal ekonomiye dahil ediliyorlar. Sosyal ekonomi kuruluşlarının Avrupa’da kamu sektörünün ve özel sektörün yetersiz kaldığı sosyal koruma hizmetleri olan eğitim, sağlık, barınma alanları ile iş geliştirme ve istihdam alanlarında aktif bir rol üstlendiği görülüyor.
‘’Sosyal ekonomi” kavramı 1989 yılından bu yana Avrupa Birliği’nde resmi olarak kullanılıyor ve Komisyon’un İstihdam, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlar Genel Müdürlüğü sosyal ekonomi organizasyonlarından sorumlu bulunuyor. Ayrıca BM Sosyal ve Dayanışma Ekonomisi Kurumlararası Görev Gücü (UNTFSSE) olarak ayrı bir birim de bulunuyor. 2021 yılında Slovenya’da gerçekleştirilen sosyal ekonomi zirvesinde İhtiyaç Haritası, sosyal ekonomi ödülüne layık görülmüştü.
Bu yılki zirvede IDEMA, İhtiyaç Haritası ve INOGAR olarak bu tarihi güne eşlik ettik ve zirvede öne çıkan
başlıkları Türkiye’deki sosyal ekonomi aktörlerini ve bu alanda çalışanları bilgilendirmek amacıyla, görüşlerimizi de içerecek şekilde derledik.
Dijitalleşme ve yeşil dönüşümün AB’nin gündemindeki en önemli başlıklardan biri
Valentina Superti, Avrupa Komisyonu’nun Turizm ve Çevre Ekosistemleri (Grow G) Direktörü konuşmasında dijitalleşme ve yeşil dönüşümün AB’nin gündemindeki en önemli başlıklardan olduğunun altını çizerek, çevre dostu ve dijital dönüşüm için en insan dostu çözümleri sunan sosyal ekonominin günümüzde daha da önemli hale geldiğini belirtti. Güncel gelişmeler göz önüne alındığında Avrupa’da birçok sektörde sosyal ekonomi modeli Kooperatif işletmelerde örgütlenmenin arttığı görülüyor. Danışmanlık, bilişim, turizm gibi birçok alanda dijital iş modelleriyle örgütlenen sosyal ekonomi iş modeli Kooperatifler gelenekselden farklı yeni iş modelleri yaratıyorlar. Geleneksel işletmelerin iş yapma kültürlerinin yerini alacak, sadece karlılığa değil sosyale de duyarlı olacak bu işletme modellerinin çağımızın ihtiyacı olan dijitalleşme ve yeşil dönüşümü harekete geçirecek
potansiyelde olduğu öngörülüyor. Buna paralel olarak Superti konuşmasında, dijital dönüşümün sosyal ekonomi çerçevesinde
gerçekleşmesi için veri toplamanın ve analiz etmenin öneminin altını çizdi. Geleneksel iş modellerinin sermaye stabilitesini sağlayamadığını belirten Superti, bunun sosyal ekonominin kendi potansiyelini göstermesi için bir fırsat olduğunu belirtti. Superti’nin görüşlerine paralel olarak ABD’de Capital and the Debt Trap, kooperatif işletmelerinin diğer işletme türlerine göre daha uzun ömürlü olduğunu ve ekonomik sürdürülebilirliklerinin daha yüksek olduğunu raporlamıştı. Araştırmalar Kooperatiflerin ortak mülkiyetleri ve katılımcı yönetimlerinin, emeği esnek hale getirdiğini ve işletmelerin
dayanıklılığını arttırarak, müşterilerin içinde faaliyet gösterdikleri toplulukların ihtiyaçlarına daha
duyarlı olduğunu gösteriyor.
Sosyal satın alma uygulamaları Türkiye’de geliştirilmeye çalışılan uygulamalar arasında
Uluslararası Sosyal Ekonomi ve Sosyal Kooperatif Araştırma, Halkı Bilgilendirme Merkezi temsilcisi, Rafael Chaves-Avila CIRIEC, sosyal ekonominin topluma ve gezegene faydalarını göz önünde bulundurup serbest piyasayla rekabetinin daha adil hale getirilmesi gerektiğini belirtti. Avrupa’da sosyal ekonomi kuruluşları ‘’sosyal al’’ hareketiyle sosyal ekonomi aktörlerini tedarik
zincirlerinde aktif hale getirmeye çalışıyor. Türkiye’de ise sosyal satın alma süreçleri uygulaması bir süredir sosyal ekonomi aktörleri tarafından deneyimlenmekte ve geliştirilmeye çalışılan uygulamalar.
Ekosistem aktörleri olarak bizler de bu alanda çalışmalarımızı sürdürmekte, kooperatifleri güçlendirmek için ağlar yaratmaya çalışmaktayız.
Inigo Ucin, MONDRAGON başkanı Kooperatifçilik çalışmalarının sanılanın aksine hem karlılığı hem de rekabetçi ekonomiyi arttırdığını belirtti. Dünyadaki en etkili kooperatiflerden biri olan Mondragon Kooperatifi 1956 yılında İspanya’nın Bask bölgesinde kuruluyor. Mondragon Kooperatifi yerel kaynakların yerel ihtiyaçları karşılamasına yönelik ortaya çıkmış ancak zamanla kooperatif ağına dönüşüyor. Mondragon Bask bölgesinden tüm dünyaya yayılarak 122 üretim sahası ve 9 şirket ofisi ile, 103 kooperatif, 122 üretim sahası, 10 destek birimi ve 13 uluslararası hizmet şirketini kapsamakta ve yaklaşık 74.000 kişiye istihdam sağlıyor. Büyümesine ve genişlemesine rağmen kooperatiflerin temel ilkeleri olan açık katılım, demokratik örgütlenme, emek özerkliği, ücret dayanışması Mondragon’u geniş bir kooperatif çerçevesi içinde konumlandırıyor.
İşgücünün %40’ı kooperatifler ve sosyal girişimler tarafından sağlanıyor
Pierre Hurmic, Bordo Belediye Başkanı, Bordo’da işgücünün %40’ı kooperatifler ve sosyal girişimler tarafından sağlandığını belirtti. İstatistikler Avrupa ülkelerinde 2,8 milyon sosyal ekonomi kuruluşu olduğunu ve Avrupa’daki 13,6 milyon kişiyi istihdam ettiğini, bunun da AB’deki işgücü ihtiyacının %6,3’ünü karşıladığını gösteriyor.
Türkiye’de bu alanda yapılan çalışmalara ekosistem olarak uluslararası projelerimiz ve ortaklıklar kurarak sosyal ekonomi aktörlerini güçlendirerek iş geliştirme anlamında katkı sunmaya çalışıyoruz.
Sosyal refah devleti modeli artık yeterli değil
Ana Umbelino, Avrupa Şehirler ve Bölgelerde Sosyal Ekonomi Ağı Başkanı, sosyal refah devleti modelinin artık yeterli kalmadığını, yalnızca devletle değil, toplumcu özel sektör ve kooperatifçilikle daha adil bir dünya kurabilmenin imkanlarının tartışılmasının gerekliliğini belirtti. Barınma, erişilebilirlik, iklim krizi gibi Avrupa hükümetlerinin ve AB’nin politika ve uygulamalarında gündemde yer alan sorunlara giderek daha çok yeşil işler içeren, adil gelir yaratan, katma değeri yüksek konut, bilişim, eğitim ve danışma kooperatif ve sosyal girişimler, sosyal ekonomi yoluyla çözüm oluşturmaya çalışıyor.
Konferans sonunda nitelikli iş gücü oluşturmak, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, finansman ve pazarlara erişim, gençliğin aktifleştirilmesi gibi alanlarda çeşitli atölyeler düzenlenerek dünyanın çeşitli yerlerinden gelen temsilciler sunumlarını gerçekleştirdi, sosyal ekonomi ekosisteminin gelişmesine ve görünürlüğünün artmasına dair öneri, görüş ve değerlendirmelerini paylaştı. Sürdürülebilir Kalkınma İçin Sosyal Dayanışma Ekonomisinin Gelişiminin Desteklenmesine Dair Birleşmiş Milletler Kararı 2023, 2021 Sosyal Ekonomi Eylem Planı, Avrupa Konseyi Tavsiye Kararı 2023, Uluslararası Çalışma Örgütü 2022 İnsana Yaraşır İş ve Sosyal Dayanışma Ekonomisi, OECD Sosyal ve Dayanışma Ekonomisi ve Sosyal Konulara İlişkin OECD Tavsiyesi, sosyal ekonominin sürdürülebilir kalkınmada aktör olarak işaret edildiğine dair güncel politika metinleri, öneriler ve sonuçları oluşturuyor.
Zirvenin sonunda Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Hırvatistan, Kıbrıs, Çekya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya, Letonya, Lüksemburg, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovekya, Slovenya, İspanya, Avrupa Sosyal Ekonomi Komitesi, Bölgeler Komitesi resmi temsilcileri Sosyal Ekonominin önemli ve yenilikçi gücü olduğunu ve köklü bir küresel model olduğuna dair taahhütte bulunarak, Sosyal Ekonomi Manifestosunu imzaladılar.
Sosyal Ekonomi İspanya Komisyoneri, Victor Meseguer ın belirttiği gibi sosyal ekonomi toplantıları gelecekte ekonominin sosyal niteliğiyle nasıl yeniden örgütleneceğine dair adeta gelecekten bir kesit oluşturuyor. Kaynaklarımızı toplum için harcarsak bizi çok büyük sosyal gelişmelerin beklediğini gösteriyor.
Küresel kalkınma gündemi için çok büyük önemi olan bugünde ekosistem ortakları olarak gelişmeleri takip ederek ülkemizin kalkınma gündemine almak için çalışmaya devam etmekten mutluluk duyuyoruz.
Yazar: Gizem Bülbüller
COMMENTS