Eğitim Reformu Girişimi ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, “Çocukların Gözünden Okulda Yaşam” raporunu hazırladı.
Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ile Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) tarafından “Çocukların Gözünden Okulda Yaşam” araştırması yapıldı. Rapor olarak derlenen araştırma sonucunda ise politika önerileri kamuoyu ile paylaşıldı.
Söz konusu çalışma 25 ilde 2014-2015 Eğitim-Öğretim döneminde 4-5-7. sınıflarda okuyan 2.072 çocukla gerçekleştirildi. Araştırma; akademik başarı ve derse katılım, ikili öğretim, eğitim ortamları, sosyal etkinlikler, okulda güven ortamı ve şiddet, eğitim ve gelecek algısı başlıkları altında çocukların öznel deneyimlerine dayanan bulguları ortaya koyuyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2015-2019 stratejik planına göre ikili eğitim verilen okulların sayısının %10’a düşürülmesi hedefleniyordu. Rapor, ikili öğretim yapılan okullarda öğrencilerin beslenme ve sosyal etkinliklere katılım açısından dezavantajlı durumda olduğunu gösteriyor, bu yüzden ikili eğitimin bitirilmesi için yeni dersliklerin yapılmasına ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor.
Araştırmalara göre, sabahçı olan öğrenciler tam gün okuyan öğrencilere göre daha az oranda kahvaltı edebiliyor. Öğlenci olan öğrenciler ise tam gün okuyanlara göre daha az oranda öğle yemeği yiyebiliyor. Ayrıca ikili öğretim öğrencilerinin sosyal açıdan daha az kulüp faaliyetinde yer almaları da sosyalleşme oranlarını zayıflatıyor.
Raporda ayrıca, 4+4+4 sisteminin öncesine göre ders saatlerinde 1 günlük ders saati artışı olduğu, bu durumun ikili öğretim yapılan okullarda erken okula gitme ve geç okuldan gelme gibi problemlere yol açtığı ve öğrencilerin kısıtlı teneffüs süreleri geçirdikleri belirtiliyor. Bu durumun öğrencilerin sosyal ve beslenme açısından ihtiyaçların karşılanmasına engel olduğu vurgulanıyor.
Araştırmalar, okullarda akran zorbalığı ve bazı çocukların öğretmenlerinden şiddet gördüklerini ve bu yüzden çocukların kendilerini okulda güvende hissetmekte zorlandıklarını gösteriyor. Burada, öğrencilerin öğretmenleriyle kurdukları olumlu ilişkilerin önemi vurgulanıyor ve bu ilişkilerin öğrencilerin okula bağlılıklarını iyileştirdiği görülüyor.
Raporda seçmeli derslere ilişkin bulgular da yer alıyor. Araştırmalara göre çocuklar seçmeli derslere ilişkin tercihlerinin okullar tarafından sınırlandırıldığını belirtiyor.
Son olarak raporda, 4 ve 5. sınıfların okulu 7. sınıflara göre daha çok sevdiği gözlemlenirken; araştırmaya katılan 7. sınıf öğrencilerinin derslere ilgisinin, derslerden keyif alma durumunun ve okul sevgisinin daha küçük sınıflardaki öğrencilere göre düşük olduğu görülüyor.