Dünya Bankası’nın yayımladığı Ekonomik Kapsayıcılık Durumu 2024 Raporu, küresel yoksullukla mücadelede ekonomik kapsayıcılık programlarının önemini vurguluyor. Son üç yılda bu programların sayısının ikiye katlandığı belirtilen raporda, 88 ülkede 15 milyon hane ve toplamda 70 milyon kişiye ulaşıldığı ifade ediliyor. Ancak rapor, mevcut çabaların hala yeterli olmadığını ve daha geniş ölçekli uygulamalara ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor.
Ekonomik kapsayıcılık, bireylerin becerilerini geliştirerek iş imkanlarına erişimini artırmayı ve krizlere karşı dayanıklılıklarını güçlendirmeyi hedefliyor. Raporda, bu girişimlerin özellikle hükümet liderliğinde geniş bir alana yayıldığı, katılımcıların %74’ünün hükümet destekli programlardan faydalandığı vurgulanıyor. Sivil toplum kuruluşları ve özel sektör ise yenilikçi çözümler geliştirerek bu süreci destekliyor.
Bangladeş, Gana ve Zambiya gibi ülkelerde yapılan çalışmalar, ekonomik kapsayıcılık programlarının hane gelirlerini ve genel refah düzeylerini önemli ölçüde artırdığını ortaya koyuyor. Ancak bu programların, dünya genelindeki yoksul nüfusu daha geniş bir şekilde kapsayabilmesi için daha fazla kaynak, finansman ve koordinasyona ihtiyaç duyulduğu vurgulanıyor. Bu eksikliklerin giderilmesi, küresel yoksullukla mücadelede etkili sonuçlar elde edebilmek için kritik öneme sahip.
Raporda, kadınların ekonomik bağımsızlığını artırmak, öncelikli hedeflerden biri olarak öne çıkıyor. Programların %33’ü kadınların işgücüne katılımını artırmayı amaçlıyor.
İklim değişikliğiyle mücadele, yeni nesil ekonomik kapsayıcılık girişimlerinde önemli bir rol oynuyor. Afrika ve Güney Asya gibi iklim değişikliğinden en fazla etkilenen bölgelerde, iklim dostu tarım teknikleri ve iklim sigortası gibi yenilikçi çözümler uygulanıyor. Bu çözümler, küçük ölçekli çiftçilerin iklimsel zorluklarla başa çıkmalarını sağlarken, aynı zamanda gıda güvenliği ve ekonomik istikrarı artırmaya yardımcı oluyor. Bu tür girişimler, ekonomik kapsayıcılığın yoksullukla mücadeledeki rolünü güçlendiriyor ve iklim krizine karşı dayanıklılığı artırıyor.
Ekonomik kapsayıcılık girişimlerinde dijital teknolojilerin kullanımında büyük bir artış gözlemleniyor. Programların %93’ü dijital platformlardan faydalanarak, katılımcıların ihtiyaçlarına hızlı ve güvenilir çözümler sunuyor. Öte yandan, rapor bu girişimlerin sürdürülebilir finansman eksikliğine dikkat çekiyor. Çoğu programın dış donörlere bağımlı olduğu belirtilirken, kamu-özel sektör iş birliklerinin artırılması gerektiği ifade ediliyor.
Dünya Bankası, 2030 yılına kadar 500 milyon kişiye ulaşmayı ve bu hedefin yarısını kadınlar ile gençler gibi dezavantajlı grupların oluşturmasını planlıyor. Ancak raporda, daha adil bir dünya için yatırım, koordinasyon ve yenilikçi yaklaşımların şart olduğu vurgulanıyor.
Bu rapor, ekonomik kapsayıcılık girişimlerinin mevcut başarısını ve yetersizliklerini gözler önüne sererek, küresel yoksullukla mücadelede etkili politikalar geliştirilmesi için rehber niteliği taşıyor.
COMMENTS