Google, Milano Tasarım Haftası sergisinde farklı estetik deneyimlerinin sağlığımızı ve refahımızı nasıl etkileyebileceğini göstermek adına bilim insanlarıyla ortaklık kurdu.
Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan John Hopkins Üniversitesi’nden bilim insanları ile birlikte geliştirilen “A Space for Being,” bünyesi içerisinde birbirleriyle çelişecek iç mekan özelliklerine sahip üç farklı oda bulunduruyor. Görsel estetiğin beynimizi ve fizyolojimizi nasıl etkileyebileceğini araştıran bir bilim dalından yardım alınarak her bir oda nöroestetik prensipler çevresinde tasarlanıyor.
Odalar; çeşitli aydınlatmalar, sesler, kokular ve dokularla birlikte ziyaretçilerin duyularını farklı şekillerde canlandırmaya yönelik hareket ediyor. Buradaki amaç, tasarımların zihinsel iyiliğe olumlu ya da olumsuz açılardan nasıl bir etkisi olduğunu göstermek.
Google Donanım Tasarımları Başkan Yardımcısı Ivy Ross: “Tasarım her şeyi etkiliyor. Kendinizi çevrelemeyi seçtiğiniz şeyler, sağlığınızı ve bedeninizi etkiliyor. Bunun nörobilimle kanıtlanması bizim için oldukça heyecan verici! Tasarımcıların, tasarımcı olmayan insanlara sürekli olarak söylediği bir şey vardır; yaptıklarımız fark yaratıyor. Bu bilimsel araştırma da gösteriyor ki çevrenizdeki seçimler sizi etkiliyor.”
İnteraktif odalara girmeden önce ziyaretçiler, Johns Hopkins Üniversitesi ve Google’ın iş birliğiyle geliştirilen özel bir bileklikle donatılıyor. Bileklik, kalp atış hızı ve cilt geçirgenliği gibi belirli fiziksel ve fizyolojik tepkileri ölçmek için dört farklı sensör kullanılıyor. Ziyaretçiler, üç mekanın her birini deneyimledikten sonra gerçek zamanlı fizyolojik tepkilerine dayanarak kendilerini en rahat hissettikleri yeri bildiren özelleştirilmiş bir raporla bilgi veriliyor. Stüdyonun kurucusu ve mimarı Reddymade Suchi Reddy, odaları tasarladı ve Danimarkalı tasarım markası Muuto’nun ürünleri ile döşedi.
İlk oda olan “Essential” yumuşak mobilyaları ve aydınlatması ile sıcak toprak tonlarına sahip. Reddy, bu odayı tasarlarken mağaraların estetiğinden kaynak olarak yararlandığını belirtti. Duvarın astar kısmı, Hollandalı sanatçı Claudy Jongstra tarafından özel olarak yapılmış.
İkinci oda “Vital” ise daha canlı olacak şekilde tasarlandı. Canlı renkler ve kesişen ışık huzmelerine yer verildi. 3 boyutlu sanat eserleriyle dolu, etkileşimli, pop-up oda ziyaretçilerin ilgisini uyandırmak için tasarlanmış durumda.
Reddy; daha yumuşak tonlu, çelik, ahşap ve deri tonlarıyla karakterize edilmiş son oda olan Transformative’i daha zarif olarak tanımlıyor. Oda, Hollandalı tasarımcı Sabine Marcelis tarafından neon ışıklarla canlandırılıyor.
Her üç oda da, insanların evdeki basit değişikliklerle kendi refahlarını artırabilme gücüne sahip olduklarını anlatmak için tasarlandı. Salonlar ve yemek odaları gibi günlük yaşam alanlarını yansıtarak insanları bunu yapmaya teşvik ediyor.