Verimli bir şekilde organize edilen şehirler ekonomik büyümenin motorlarıdır. Ancak iyi planlanmamış şehirleşme, uzun vadede su sıkıntısı, yoğun hava kirliliği, trafik sıkışıklığı ve salgın hastalıklar gibi ciddi sorunlar doğurabiliyor.
Dünyanın güneyindeki ekonomik eşitsizlik nedeniyle gecekondu mahallelerinin kentlerin büyük bölümünü kaplaması, hızlı kentleşmenin getirdiği zorluklar ve hızlı nüfus artışının ek baskısı bu bölgedeki şehirler için daha da zorlu bir mücadele gerektirir.
Bu karmaşık problemleri çözmek için kolları sıvayan uzmanlar, kentleri daha verimli, kapsayıcı ve sürdürülebilir kılmak için yeni ve mevcut teknolojileri kullanan bir şehir planlama konsepti olan “akıllı şehirler” inşa etmenin yollarını arıyor. Ancak ‘akıllı şehir’ tam olarak nedir?
Bir şehri “akıllı” yapan şey nedir?
Teknoloji danışmanlığı şirketi BearingPoint’in ortağı Jean-Michel Huet’e göre akıllı şehir, içinde yaşanabilirlik, işlenebilirlik ve sürdürülebilirliği geliştiren bir dijital ekosistemdir. Huet, akıllı şehir tanımını yaparken “Akıllı şehirler belli bir bölgeyle sınırlı olmayan, altyapılarında teknolojinin ve bağlantının merkezi bir rol oynadığı bölgelerdir” diyor.
“En önemli unsurlardan biri kapsayıcılık”
Fransız kalkınma ajansı Agence Française de Développement Stratejik Ortaklıklar ve İletişim Direktörü Philippe Orliange’e göre ise kapsayıcılık akıllı şehrin önemli bir unsuru. Orliange bu fikrini “Akıllı şehirler kentsel politikanın dokusunu değiştirmektedir; böylece vatandaşlar kentin tasarımına dahil olur. Bu sayede de politikalar gerçek ihtiyaçlara hitap eder ve toplumsal açıdan kapsayıcıdır” şeklinde ifade ediyor.
Metropolis’in kıdemli danışmanı Sunil Dubey, kapsayıcılık kavramını bir adım daha ileri götürüyor ve “Akıllı şehirler, yerel toplulukların ihtiyaçlarına odaklanmalıdır” diyor. Dubey sözlerine “Akıllı şehirde her şey -teknoloji, politika ve altyapı- orada yaşayan insanların hayatlarını iyileştirme hedefine doğru çalışmalıdır” şeklinde devam ediyor.
Yerel yönetimler ve halk ortaklığı
Dünya Bankası’nın kıdemli ekonomisti Hyoung Gun Wang, akıllı şehirlerin yenilikçi olması gerektiğini de ekliyor. Hyoung, “Birçok kişi akıllı şehirlerin teknoloji ile ilgili olduğunu düşünmek konusunda hata yapıyor. Akıllı şehirler yerel yönetimlerin halk, özel sektör ve insanlar arasında işbirliğine dayalı, açık ortaklıklar kurması ve kent hayatını daha verimli hale getiren teknolojileri nasıl uyguladığıyla ilgilidir” diyor.
Sürdürülebilir ve esnek şehirler inşa etmek
Gelişmekte olan ülkelerde akıllı şehirler inşa etme yolundaki en büyük zorluk çevresel sürdürülebilirlikle ilgilidir: Şimdilerde şehirler, küresel karbon emisyonlarının yüzde 70’inden fazlasını üretmekle sorumlu. Bu izi azaltmak, akıllı şehir plancılarının kafa yorduğu sorunların başında geliyor.
Sunil Dubey, kentlerin çevresel etkilerini yönlendirebilmek için kentte yaşan halkta yaratılacak bir kültürel kaymaya ihtiyaç duyulacağını anlatıyor. Dubey’e göre sürdürülebilirlik için öncelikle uzman ve plancıların şehirde yaşayan insanların çalışma biçimini, toplumsal hareketliliği nasıl düşündüklerini, kent alanlarıyla nasıl etkileşime girdiklerini değiştirmeye başlaması şart.