Küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı önlemler almak sadece hükümetlerin değil, şirketlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve bireylerin görevi olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak adına alınacak önlemler ve değiştirilecek davranış biçimleri, iklim değişikliğinin etkilerini bir nebze de olsa azaltabilir.
Karamsar bir tablo çizmek gerekirse, özellikle 2018 yaz aylarında başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin farklı şehirlerinde yaşanan literatürde extreme weather conditions olarak kavramsallaştırılan sert hava koşulları iklim değişikliğinin engellenemez bir hal aldığının göstergesi olarak değerlendirilebilir.
8 Ekim’de Güney Kore’de gerçekleştirilen Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, ülkelerin küresel ısınma karşısında alacakları önlemleri ve izlenecek politikaları ortaya koymuştur. Bu panel aslında iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmaya yönelik iyimser bir bakış açısı ortaya koymaktadır. Panel hakkında konuşan Dünya Doğayı Koruma Vakfı İklim ve Enerji Programı Başkanı Manuel Pulgar-Vidal, küresel olarak ısınmanın 1.5 derece tutmanın imkansız olmadığını belirtirken iklim değişikliğinin etkilerinden kaçınmak için bilimsel açıklamaların kabul görmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin bir çıktısı olarak değerlendirebileceğimiz “Küresel Isınmada 1,5°C Raporu” iklim değişikliğiyle ilgili olarak önemli noktalara vurgulamakta ve iklimsel etkiler bağlamında değerlendirildiğinde küresel olarak 1,5°C ısınmanın 2 dereceye göre daha güvenli olacağını belirtmektedir. Sanayileşme dönemine göre küresel sıcaklıklarda 2 derecelik bir artış yaşanması sadece canlı çeşitliliği ve doğal yaşam alanlarını tehdit etmeyecek, aynı zamanda farklı ülkelerin refahını, ekonomisini, güvenliğini ve sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı verileri küresel sıcaklık artışı 1.5 derecede tutulduğunda 2100 yılına kadar 350 milyon insanın şiddetli kuraklıkla mücadele edeceğini göstermektedir. Aynı veriler, küresel sıcaklıkta yaşanacak 0.5 derecelik artışla birlikte toplam sıcaklığın 2 dereceye çıkması durumunda 410 milyon insanın şiddetli kuraklıktan olumsuz etkileneceğini belirtmektedir. Bir başka çarpıcı istatistikten daha bahsetmek gerekirse, küresel sıcaklık artışını 2 derece yerine 1.5 derecede sabitlenmesi durumunda sel riskinde artışın %140’tan %100’e düşeceği öngörülmektedir. Önceki yazılarımda da değindiğim gibi küresel ısınma gıda güvenliğinde de olumsuz sonuçlar doğurtmaktadır. İstatistiklere göre küresel olarak her yarım derecelik ısınma özellikle tropik bölgelerdeki verimi ve ürünlerin besin değerlerini düşürmektedir.
Yukarıda ele almaya çalıştığım gibi, küresel iklim değişikliğiyle ilgili bireysel olarak atılacak adımlar, dünyayı gelecek kuşaklara sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için büyük bir önem taşıyor. Bu noktada, Küresel iklim değişikliğiyle mücadele etmek için oluşturulacak projelerin değerlendirileceği İklim Hackathonu Climathon’u. Ege Sanayici ve İş Adamları Derneği Sürdürülebilirlik Komitesi öncülüğünde, ORIGINN ve IDEMA iş birliğiyle 25-26 Ekim’de gerçekleşecek etkinlik İzmir ORIGINN coworking’te düzenlenecek.
Climathon’a katılmak için tıklayınız.