Araştırmacılara göre küresel ısınma, son 2000 yılın değerlerine oranla benzersiz bir şekilde hız ve kapsam kazandı.
Mevcut ısınma daha önce görülmemiş bir seviyeye ulaştı. Bilim insanları, iklim şüphecileri tarafından kullanılan savların çoğunun artık geçerli olmadığını belirtiyorlar. Dünyamızın iklim tarihine bakıldığında; son yüzyıllarda yaşanan bir takım kilit çağlar göze çarpıyor. Bu olaylar, dünyamızın birçok kez ısındığına ve soğuduğuna dair kanıtlar oluşturuyor. Endüstriyel devrimden bu yana görülen ısınmanın da, bu örüntünün bir parçası olduğunu ve bu nedenle endişe edilecek bir şey olmadığını savunanlar bulunuyor. Ancak yakın zamanda yayımlanan 3 yeni makale (1,2,3), bu savların sallantıda olduğunu gözler önüne seriyor.
Bilim ekipleri; ağaç halkaları, mercanlar ve göl tortulları da dahil olmak üzere 700 farklı sıcaklık değişikliği kaydını tutarak son 2000 yıldaki iklim koşullarını yeniden yapılandırdı. Yapılandırmanın sonucunda, yaşanan iklim olaylarından hiçbirinin küresel ölçekte meydana gelmediği görüldü.
Sıcaklık değerlerinin geneline bakıldığında; uzun süreli hiçbir tepe noktası ya da çukur, dünyanın yarısından fazlasında tespit edilmemiştir. Örneğin Küçük Buz Çağı’nı Pasifik’ler 15. yüzyılda deneyimlerken Avrupa 17. yüzyılda yaşamıştır. Milattan sonra 950 ile 1250 yılları arasındaki “Orta Çağ Sıcak Dönemi,” dünya yüzeyinin sadece %40’ında görülmüştür.
Günümüz küresel ısınması ise dünyanın %98’ini etkilemektedir. Bu antropojenik (insan kaynaklı) küresel ısınma, sadece mutlak sıcaklıklar açısından değil aynı zamanda son 2000 yıldaki mekânsal tutarlılıkta da benzersiz bir tablo gözler önüne sermektedir.
İsviçre Bern Üniversitesi’nde görevli olan Dr. Raphael Neukom: “Aygıtsal analizlerden elde ettiğimiz verilere bakıldığında, yakın zamandaki ısınma oranlarının doğal ısınma oranlarını açıkça aştığını görüyoruz. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, küresel ısınmaya nelerin sebep verdiğine odaklanmıyor çünkü bu birçok kez yapıldı. Kanıtlar her zaman antropojenik bir sebep olduğu konusunda birleşiyor. Doğal nedenler, bu denli bir yükselişe sebep olamaz.” açıklamalarında bulundu.
Araştırmada bulunmayan, Londra Üniversitesi Akademisi (UCL) Profesörü Mark Maslin: “Bu makale, küresel ısınmanın doğal bir iklim döngüsünün parçası olduğunu iddia edenlerin inkârlarını durdurmalıdır. Geçmiş iklimlerdeki bölgesel ve yerel değişimler ile antropojenik sera emisyonlarının gerçek küresel etkileri arasındaki fark açıkça görülmektedir.” ifadelerinde bulundu.