AnasayfaKalkınmaSürdürülebilir Kalkınma

Prof. Dr. Emre Alkin Türkiye Verim Araştırması Raporu’nu anlatıyor

Prof. Dr. Emre Alkin Türkiye Verim Araştırması Raporu’nu anlatıyor

Geçenlerde Enerjisa ve İdema’nın işbirliği ile hazırlanan verimlilik raporunun açıklandığı ve yeni bir inisiyatifin başlatıldığı toplantıda konuşmacı olduk. Raporun her bulgusu oldukça kıymetliydi, sizler için bunu bir analiz haline getirmek istedim. Kendi yorumlarımı katarak elbette.

 Türkiye’de verimlilik denince ilk akla gelen enerji olmuyor. İnsan kaynakları, Makine ve Teçhizat akla geliyor ve doğal olarak tanımlamalar “hız, istikrar ve kar” üzerinde odaklanıyor. Maliyet düşürme ile ilgili adımlar hep ön planda. Bu durum, “neden teknolojiyi ve dijitalleşme” diye sorduğumuzda da karşımıza çıkıyor: “Maliyet düşürme”. Motivasyon doğal olarak bu.

 Ancak sevindirici olan şu ki, raporda verimlilik alakalı gelecek perspektifinde “enerji” ikinci sıraya yükselmekte. Yani farkındalık giderek artıyor.

 Dijitalleşme üzerine yapılan anket ise gösteriyor ki, “büyük veri” yani bigdata faaliyetleri büyük işletmelerde var ancak firma ölçeği ufaldıkça temel fonksiyonlara yardım etme güdüsü artıyor. Diğer taraftan Tabii işletmelerin verimliliğini ölçme konusunda tam olarak doğru noktada olmadıkları muhtelif kurumların yaptıkları anketler neticesinde ortaya çıkıyor. Verimliliği ölçme konusunda ilk akla gelenler insan kaynağı, hammadde ve makine-ekipman ancak tecrübeme dayanarak söylemeliyim ki, bunu da doğru yaptıklarına inanmıyorum. Çok şükür, raporun önemli bir kısmı Türkiye’de firmaların kaos döneminden farkındalığa geçiş yaptıklarını ve ölçek büyüdükçe verimlilik ölçümlemeye başladıklarını söylüyor. Eskiler “ölçmezsen yönetemezsin” diye uyarılar ama ölçmeyi bitirip yönetme aşamasına geçen çok fazla firma olmadığını görüyorum .

 En çarpıcı nokta teşviklere ulaşma ve haberdar olma konusundaki yetersizlik. Büyük ölçekli firmalara teşviklere ulaşmak için departman kurmuş durumda ama ölçek düşerken bu derece bir profesyonelliğe ulaşmak zorlaşıyor. Bu sebeple küçük ölçekli firmalar enerjiden çevreye kadar birçok alanda kendilerine faydası olacak atılımları, içinde bulundukları şartlar sebebiyle “lüks” olarak nitelendiriyorlar. Verimlilik için “çok önemli” cevabını veren firma sahipleri, “ne yaptınız” diye sorulunca “bir şey yapmadım, çok maliyetli” diyor. Faydasının herkes farkında ama gereğini yapmak için tereddütler var.

 Belki de çözüm şuradan geçiyor: Firmanın kendi asli işine odaklanması ve verimlilik için gereken adımları outsource edip bu şekilde yönetmesi. Detaylı olarak şöyle ele alalım: Bir firmanın piyasada hayatta kalabilmesi için çok sayıda fonksiyonu hayata geçirmesi gerekiyor. Üretim ve satış haricinde, lojistik, enerji, finansman, reklam, finansman, markalaşma, tasarım, ar-ge, inovasyon, tedarik vs. gibi daha sayısını artıracağımız faaliyetler var. Bunların hem verimliliğini sağlamak hem de riskleri yönetmek küçük ölçekle büyük ölçek arasındaki firmalarda kolay değil.

 ABD’de yapılan bir araştırma 2027 yılında bordroda çalışanlardan daha freelance çalışanların olacağını söylüyor. Demek ki, birçok departman organizasyon şemasından çıkacak, satın alınan hizmet haline dönüşecek. Enerji dahil birçok fonksiyonun gelecekte nasıl yönetileceğini tespit etmek belki de verimlilik için en önemli adım olacak.

 

Prof. Dr. Emre Alkin

 

Kaynak: EmreAlkin.com

COMMENTS

WORDPRESS: 0
DISQUS: