UN-Habitat Yönetim Müdürü Dr. Joan Clos, Habitat III Zirvesi için konuştu.
Pahalı konutlar, yolsuzluklar, kamusal alan yoksunluğu… Bu yıl gerçekleşecek olan Habitat III Zirvesi çerçevesinde UN-Habitat Yönetim Müdürü Dr. Joan Clos, küreselde şehirleri değerlendirdi: “Şehir inşa etme bilimini yitirdik”.
Daha iyi bir kent geleceği ve herkes için sosyal ve çevresel açılardan sürdürülebilir insani yerleşim yerleri oluşturmak amacı güden bir Birleşmiş Milletler programı olan UN-Habitat Yönetim Müdürü Clos’un yaptığı değerlendirmelere göre; kentleşme, karmaşık bir sosyal oluşum; bilim, sanat ve birçok politika karışımından oluşuyor.
Clos, şehirlerin sahip olduğu bu büyük karmaşayı sözcüklere nasıl dökeceğimizi sorguluyor. Bu kapsamda, şehirlerin “iyi” ya da “kötü” değerlendirmesinde kamusal alanın çok önemli bir kıstas olduğunu dile getiriyor. İletişim, trafik, altyapı ve ortak hizmetlerin kamusal alana bağlı olduğunu; iyi planlanmış bir şehirde sokak örüntüsünün, %30-35’inin kamusal alan olması gerektiğini, ancak küreselde şehirlerin büyük bir kısmının bu orandan çok uzak olduğunu açıklıyor.
İnsanlar, kentleşmenin refahı doğurmadığını anlamıyorlar.
Dr. Joan Clos; insanların çoğunluğunun, bir kent planı tasarlamanın para getirdiğine inandığını, bu yüzden de elbette yolsuzlukların oluştuğunu anlatıyor. Yolsuzlukların engellenebilmesi için yönetimde, kentleşme söz konusu olduğunda, paranın konuşulması gerektiğinin, saf cehalete karşın kentleşmeyi yaratan ekonomik gerçekliği kabul etmenin önemli olduğuna dikkat çekiyor. Kentleşmeden elde edilen zenginliğin adil dağıtım görevinin ise politik yönetişime ait olduğunu vurguluyor.
Hedef yok; böyle bir reçete sunamayız, çünkü her ülke kendi ulusal varlık dağıtım modeline sahip.
Clos; bir binanın sadece bir yapı olduğunu, kendi başına bir şehir yaratmaya yetmediğini; bina değil, tüm karmaşıklığı ile şehirler inşa edilmesi gerektiğini belirtiyor. Tersi söz konusu olduğu takdirde, bunun bir başka sosyal patoloji* olacağını bildiriyor.
*Hastalık çalışması bilimi.