Suriyeli mültecilere çalışma izni tanıyan Başbakanlık genelgesi geçtiğimiz günlerde yürürlüğe girdi. Peki bu kararın doğuracağı olası sonuçlar neler?
Bu yılın Ocak ayında gerçekleşen Bakanlar Kurulu Toplantısı’nda Türkiye’de ikamet eden Suriyeli mültecilere çalışma izni verilmesine dair hazırlıklar başlamıştı. Avrupa Birliği (AB) tarafından Türkiye’nin Avrupa’ya gelen göçmen sayısını azaltması bekleniyordu. Bunun bir çıktısı olarak, geçtiğimiz günlerde çıkarılan Başbakanlık Genelgesi ise mültecilere çalışma iznine imkan vermiş oldu.
Suriyeli yabancıların çalışma izni alabilmeleri için öncelikle ikamet iznine sahip olmaları gerekiyor. Bu belgeye sahip olanların Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvuru yaparak söz konusu izni almaları mümkün oluyor. Bir işyerinde çalışan Suriyeli mülteci sayısı yüzde 10 ile sınırlı tutuluyor.
Ayrıca, Suriyeli mülteciler geçici tarım işlerinde çalışma izni için valiliğe tabi olacaklar; söz konusu merci izin verdiği takdirde çalışmaya başlayabilecekler.
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) tarafından yapılan bir araştırma sonucunda, Suriyeli mültecilerin Türkiye üzerindeki sosyal etkileri şu şekilde:
- Kültür, dil ve yaşam tarzı farklılıkları dolayısıyla toplumla kaynaşmada zorluklar.
- Boşanmalar ve yerel topluluklar arasında çok eşlilik oranının artması.
- Çocuk işçiliğinde artış.
- Kentsel gelişimde kontrolsüzlük.
- Demografik değişimler (doğurganlık, nüfus artışı, vs)
- Zorlu yaşam ve eğitim şartları.
Ekonomik etkiler ise şu şekilde:
- Gayrimenkul fiyatlarında artış.
- Sınır şehirlerde enflasyon artışı.
- Kanun dışı işçilikte artış.
- Yerellerin iş bulmada zorlanması.
- Mültecilerin bulunduğu bölgelerde maaş oranlarında düşüş.
- Yatırımcı ve tüccarların yaptıkları işleri Suriye’den Türkiye’ye taşıması.
- Suriyeli şirket sayısında artış.
- Küçük işletmeler arasında haksız rekabet.
Politik, güvenlik ve kamu hizmetlerinde de pek çok etkileri bulunan Suriyeli mültecilerin çalışma izni alabilecek olmaları, toplum içerisinde bir statü edinmelerine yarayacak görünüyor.
Çalışma izni sayesinde ülkede kalıcı olacak gibi görünen Suriyeli mülteciler, diğer ülke vatandaşları gibi üretebilecek ve kendi geçimini sağlayabilecek. Türkiye kapsamında bakıldığında, söz konusu topluluğun temel gereksinimlerine Devlet tek başına yetişememekte ve uluslararası yardımların ise bu ihtiyaçlara tamamen yetememekte olmaları, hazır yardımların yanı sıra istihdam yaratılması yoluna gidilmesini açıklayan en önemli faktör olarak öne çıkıyor.
Ayrıca, ORSAM’ın ortaya koyduğu başlıca sonuç ve tavsiyeler ise; Suriye krizinin kalıcı olduğu; Suriyeli mültecilerin ömür boyu Türkiye’de ikamet edebilecek oldukları; bir göç politikasının oluşturulmasının şart olduğu; uzun vadede Suriyeli mültecilerin varlığının çok kültürlü bir yapı oluşturacağı; buna ilaveten, tüm Suriyeli mültecilerin resmi olarak kayıt altına alınması; yerel hastane ve eğitim kurumların kapasitesinin artırılması; yerel yönetimlere daha fazla yetki verilmesi; ve belediyelerin bütçe ve kapasitesinin artırılması yönünde.
ORSAM’ın hazırladığı ingilizce rapora buradan ulaşabilirsiniz.
Çalışma iznine dair “Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik”e ise buradan ulaşabilirsiniz.